Bulgur pilavı



kerem yazı yaz dedi ondan yazıyorum. o yüzden pek verimli bi yazı olmayabilir. gerçi bugün otobüste düşündüm aklıma şahane şeyler geliyo bi kitap yazmayı düşünüyorum bazen. ama sonra vazgeçiyorum her genç yazar gibi. geçen ay kpssye girdim edebiyat sorularındaki eleştirmen gene ordaydı. hala işinin başındaydı. kah genç yazarlara öğütler, kah okuyucuya göre mi yoksa yazarın tercihine göre mi yazılmalı türünden tartışmalarda boy gösteriyordu. kpss deyince açıklanıp açıklanmadığını bile bilmiyodum. şimdi internet varken bakim dedim daha varmış. bi de yazokulu sınavı açıklanmış ama haberim yok. okula gitmiyorum 15 gündür. merak ediyo muyum? eeh biraz ama cidden çükümde değil hiçbiri. benim ormana yerleşesim var. mesken sahibi olamadım. bursada teyzemlerde kalıyorum yazokulu münasebetiyle ve günler çok zor geçiyor. titiz insanlar bi kere. her sabah bi telkinle gözümü açıyorum. banyo lifini ıslak bırakma, camları yatarken kapa falan filan. teyzem orduya gitti titiz enişteyle başbaşa kalınca korkup eskişehire kaçtım. diyar diyar anadolu geziyorum yeminlen. edirne, istanbul, bursa, eskişehir illerinde bulundum şu kısa süre zarfında. neyhse titiz enişteye dönelim adamın bi bilgisayarı var güvenlik duvarından geçilmiyo. sonra bi kere girdim bozuldu alet. yeminle bişey yapmadım ama hakkaten alet zaten kendini kitlemiş ben biraz açınca yamuldu herhalde. sonra korktu tabi ben de korktum daha da ellemedim ama geçen bişey için lazım oldu başımda duruyo böyle sonra bi açtım google bile ebeveyn denemetine göre sakıncalı dedim ben de google bile açılmıyo sonra geldi ben de sigara aldım o arada tama dedi bi oturdum sadece google açılıyo. bi ona izin vermiş. sonra bıraktım kalktım. ondan beri ses etmiyorum. ama bugün tam eskişehirden döndüm ekmeği bıçakla kes dedi parça kalınca yenmiyo dedi. öyle bi sıkılmışım ki ağzımı eye eye tamam yaa ben yerim bırak dedim. ve yedim cidden. ben ekmeeen ğıçakla doğranmasından pek hoşlanmam ya. elle daha güzel geliyo bana. pıçak vurmayın ekmeeeme. her neyse iş öyle olunca bugün istanbula kaçtım. ama aradaki eses maceramı da anlatayım biraz. ali, enişte, murat ordaydı yakın diye beni de çağırdılar koştum tabi. bizim uşaklar neticede. güldük eğlendik yedik içtik parasız kaldık ama iyiydi.
özlemişim şiveli konuşmayı, bi de "aramızda" muhabbeti vardır ya onları. misal şöyle konuşuyoruz:

-bu kumanda ne la?
-ne diyiiiin?
-bozuk bu basmıyo
-o zaman doktora gitceksin arkadaş! (lisedeki matematikçinin lafı)

-aliii pantol yırtılmış! (ersine yapardık bunu)
-ya yapmayın çocuklar (dersanedeki kantincinin lafı)

-anca cigara iç
-onu bunu bırak cebinde 100 lira var mı? (yiğitin lafı)

-başkan şu film var mı sen de?
-var var
-ama cd serviste mi başkan (liseden kalma anı)

-yavrum abiiiizin garnı acıktı! (erkutun abisinin lafı)
-al olm bu da levis bu da levis (celonun lafı)

-dol başkan! ("içeri gir" manasında geliyor. halı saha maçlarından kaptan metinin lafı)

falan filan işte dilinden anlayan insanları özlüyo insan. onların yanındayken kendimi farketmiyorum sorun filan kalmıyo. "kardeş gibiydiler" hesabı. ufak tefek tartışmalar oluyo ama vallahi rahatlıyorum lan onlarla. hemen bi halısaha maçı yaptık teri attık zaten. akabinde hamama gittik ki onu ayrıca anlatıcam sonra.
böyle işte. gerçi sıkıntılıyım hala. okul bitti iş güç lazım. ben ormana taşınmayı düşünüyorum.
sörvayvırı izliyorum mesela canım nası istiyo orda olaydım. ağzımla balık tutardım. etli etli yengeçler var onlardan yerdim. bu mallar harbiden bilmiyo bu işi. sahile ev yapmışlar mesela sonra yengeç gelince kaçıyolar. e güzel evladım o yüzden az daha orman içine doğru yapmanız lazımdı yatakhaneyi. ama tırsıyolar herhalde. yalnız böyle hayatta kalmaya dair bilgileri diskviride izlemedik ustaaa ayık ol. karadenizliyim ben. çoğu bitkiyi tanırım. iyi balık tutarım. iyi tuzak kurarım ama biz ona cıdık deriz. karatavuk yakalar itinayla yerim. midyeye dalarım.
ağaçlardan anlarım. hangisi kolay kesilir hangisi iyi yanar dumanı çoktur içi suludur çabuk kırılır dayanıklıdır uzundur vs. hangisinden güzel ev yapılır alet yapılır nası yapılır sepet örülür vsvsvs bunu da dedeme borçluyum biraz. kereste atölyesi var kendisinin. ama ortağı varıdı kavga etmişler bıraktı atölyeyi. 9 tane parmağı da dahil. bi çok kez iş kazası geçerdi parmaklarından çoğu yarım ya da kopunca sonradan dikme. tezgahtaki şerit testetere bazen atıyo sonra caaaaaarttt diye gidiyo. ama işini severdi. eskiden beni de götürürdü kocaman tır yüklenirdi filan ama baya devasa ağaçlar böyle ev gibi geliyodu bi de ufağım. anlatıyodu. herkesin bildiği yaş okuma işleri işte, senelere göre iklim vaziyetleri yağış almış mı almamış mı. kavak nası yontulur hangisinden ne olur. ama sonra atölyeden pek ayrılmaz oldu masa başı gibi. sonra devretmiş zaten yavuşak ortağa ama severdi işini. ben de severdim. ayrılmasa yanına girerdim belki.
ufakken kafamı çok sikti çünkü. ben derece yapardım beğenmezdim. üstelik ilde derece yapardım öyle okulda filan değil. bana hiç sevinme sen kendini bişey sanma istanbula ankaraya göre çalışıcaksın derdi. hemen dayıoğullarını örnek verirdi o gece hiç bitmezdi.
gerçi haklıydı ama önce bi takdir edeydiniz lan.
o zaman da farklı değildi gerçi naptığımın farkında değildim o yüzden kıl çalışkan öğrenci olamadım. hep serserilik.
velhasıl durum bu sınavlar açıklanıyo ben gidip bakmaya üşeniyorum. hüseyin emicem gibi alamanyalara ı kaçsam? acunla panamaya mı yerleşsem? kanadaya gidip ormancı mı olsam? ya da sinopta balıkçı? yani hala hayat gailesi ile meşgulüm kusura bakmayın. bi de fındık işleri beni bekliyo. ameleler gelmiş babam diyo geeeel. kendisi hiç sevmiyo ya o işleri. bana yıkıcak gene. ama özledim ya. işçi gibi patron olmak güzel. seviyorum ekibimi. her sene düzenli olarak gelirler.
hep aynı adamlar gelir bize ondan kafa rahat oluyo gülüp eğleniyodum son 3 senedir bu işler bana kalalı. akşama yüzüyoduk beraber. çalışmayı özledim ya. sokarım eleştirmenine de, yaz okuluna da ya. yaş oldu 25 hala kutucuk karalıyorum. halbuse 70 kiloluk çuval kaldırıp yuvarlamak bana daha iyi geliyo bana.
galiba ondan bulgur pilavı çekiyo canım.

1 yorum:

  1. Efkan sen arada böyle seyler yaz, bana memleketi hatirlat, özlemim artsin...
    off zaten bu yil gidemedim...

    YanıtlaSil