"ama soslar paralı efendim"

3 sene önceydi ağır ağır dikkat çekmeye başlamıştınız.ilk zamanlar mc danılsın yanında siz bir hiçtiniz.çocuk menüleri için doğru düzgün bir oyuncağınız bile yoktu.sonra sonra ufak kampanyalar yapmaya güzel güzel noktalarda dükyanlarınızı açmaya başladınız..kadıköy kadife sokak,ali sami yen falan iyi noktalar bunlar.sonra steakhouse burgeri şu ünlü "çift al az öde"
bize sattınız iyi de yaptınız.sonra kalktı o steakhouse olayı..ben o zaman çakozladım hafif "bunun devamı gelir" dedim.sonra bu dandik menüleriniz çiftli olaya geçti..onu da iyi sattınız.güzel soslarınızıda verdiniz bize cömertce.kısaca kendinizi bize alıştırdınız.yemek yemek için herkes burger king'e gelir oldu.yer bulamıyoruz artık.bu duruma geldik.
biz bunun farkına vardık da siz varmadınız mı ? vardınız tabi.hemen menülere zam.soslarda paralı oldu.koltukları paralı yapsanız artık geri dönmez bu insanlar size alıştı.
sırf bu yüzden ben artık dışarda makarna yicem dostlar sizi bilemem.mantarlı alfiredo soslu penne yicem.

Harbi nereye gidiyoruz?

Mezar turizm dostumdan yorum gelmiş şimdi gördüm, -gerçi maçta söyledi- siz seçkin takipçilerimizin "kendilerini tekrar ediyollar pıff" isyanı oldu olacak gibi. ne yapsak? nası yapsak? diye düşünmüyor deyiriz. seviyeyi elden bırakmadan yazmaya konu çok da hepten ilginç tespit yapan genç olmak istemiyorum ben/-ruzdur herhalde dimi lan. oturup ne türlü gariplikler yazsak diye düşünemeyiz. amma tayyip erdoğanı eleştirmeye başlarsak vakit tamam demektir. hiç bakmadan kaçın abicim.
"abicim" ne ya. ilk defa kullandım. neyse vaziyet böyle herkes yerinden memnun mu beyler- diycem ama bey pek yok lan ehzhahe. genelde bağyanlar var izleyiciler arasında. bir anda genç kızların sevgilisi olabiliriz. iyi hoş yazıyoruz ama bi gerçeği açıklamam lazım kendi adıma sonradan yanlış anlaşılma olmasın durumumuz şu:/



"beyler küfürlü konuşmuyoruz!! beyler!! hoop! hiişş!! fiuuu!! küfür yok! küfür yok!!"
maçta küfrederken şöyle müdahaleler oldu keyfim kaçtı. nası yok ya, boşa edilen küfür en güzel bişeydir. zaten maç bitmiş 4 tane yaslamışız, tribün emekçileri küfür yok diyo. anlamadım neyse maç çok iyiydi ama lan mehahehe. dos santos açıldı, keita şahane gol attı, şampiyonluk şarkıları söyledik, kapalıyı ilk defa böyle gördüm ben. ama şahsi tecrübesizliğimden yanlış anlaşılmasın. ayrıca kombinesini ödünç veren arkadaşa teşekkürlerimi iletiyorum burdan. sağol bu 2 oldu :)
smayli koyuyorum dostluğumuz pekişsin. eski açık 75 lira olmuş bi de. ayıp lan.. bi de ikametgahı istanbula alsam, kombinemi de alsam ne güzel olur :/
neyse (çok fazla neyse dedim) öyle işte.
son olarak uzun süredir güzel müzik şeysi keşfedemiyorum hep eskilerden devam ediyorum pek bilinmez ama jack whiteın the raconteursdan sıkılıp the kills bi de q.o.t.s.a.dan devşirdiği yine yeniden bi proje grubu senin için söylüyor bebeğim:



seni de ayrıca öpüyorum hayatım :m

toplu taşıma


toplu taşıma olayında kendimi artık yırtıcı bir hayvan , koltukları da ceylan gibi görmeye başladım. acme dostumla bugün metrobüsde yer kapmak için baya uğraş verdik ama ayakta kalanlardan olduk. tombik bi dayı da ayakta kaldı ama leopar gibi metrobüsün içinde gezdi sürekli. sonunda boşalan yere de oturdu. ben bu konuda daha bi usta olduğumu düşünüyorum ama.tren olsun,otobüs olsun her türlü araca biniyorum hafta içersinde. kim nerde iner , nerde biner bir süre sonra tahmin ediyosunuz ve ona göre avınıza yani koltuğunuza yaklaşıyorsunuz..


başka bir günde toplu taşıma araçlarındaki gereksiz 100000000 santigrat derece sıcaklığı yazacağım.

Neden Hayat Böyle

+ İşe gitmeden bir yazayım dedim.

+ kurtlar vadisi filistin adlı videodan yola çıkarak davos ayarını tekrar izledim, keyfim yerine geldi
'' bir dakika istiyorum, bir dakika. sayın perez, benden yaşlısın. sesin çok yüksek çıkıyor. biliyorum ki sesinin bu kadar çok yüksek çıkması, bir suçluluk psikolojisini gerektirir. benim sesim bu kadar yüksek çıkmayacak, bunu da böyle bilesin. öldürmeye gelince siz öldürmeyi çok iyi bilirsiniz. plajlardaki çocukları nasıl öldürdüğünüzü, nasıl vurduğunuzu çok iyi biliyorum. ülkenizde başbakanlık yapmış olan iki kişinin bana önemli lafları vardır. "tankların üzerinde filistine girdiğim zaman, kendimi bir başka mutlu addediyorum" diyen başbakanlarınız vardır. "tankların üzerine çıkıpta filistine girdiğim zaman, kendimi mutlu addediyorum" diyen başbakanlarınız olmuştur. ve bana sayılar veriyorsunuz.isimlerini veririm, merak edenleriniz vardır belki. şu zülme alkış tutanları da önce kınıyorum, çünkü bu çocukları öldürenleri, bu insanları öldürenleri kalkıpta alkışlamak öyle zannediyorum ki o da ayrı bir insanlık suçudur. bakınız burada bir gerçeği bir kenara atamayız. ben şunu çok not aldım, ama bu notların hepsini cevaplayacak fırsatım yok. fakat ben buradan sadece size, iki söz söyleceğim bir ...-yöneten sözü keser-
sözümü kesmeyin ..altıncı maddesinde der ki, "öldürmeyeceksin". burada öldürme var. iki, bakın bu da çok enterasan. girat atsamoni "israil barbarlığı zalimliğinde çok ötesinde bir şey," bir yahudi. bunun yanında israil ordusunda askerlik görevini yapan oxford üniversitesi uluslararası ilişkiler profesörü avi shalam ingiliz gazetesi guardian'da şunu söylüyor..
-yöneten sözü keser-
(yöneten'e dönerek) sana da çok teşekkür ediyorum, sanada teşekkür ediyorum. benim içinde, benim içinde bundan böyle, bundan böyle davos bitmiştir, daha da davosa gelmem. bunu da böyle bilesiniz. konuşturmuyorsunuz. 25 dakika konuştu, 12 dakika konuştum. olmaz. ''

+ honduras milli maç kadrosu açıklanmış. hondurasla niye maç yapıyoruz anlamadım. honduras nere alllah aşkına niye böyle bir maça gereksinim duyuyoruz ? inşallah yeniliriz.

+ hazır futbol'a girmişken atletico madrid maçındaki penaltıyı görmeyen çizgi hakeminin kör gözlerini sikeyim demek istiyorum. ayrıca tugay geliyormuş pek sevindim.

+ sabah annem kahvaltıyı hazırlamış herkes yatıyo diye bağırdı kalkın herkes istemiyorum diyo ben kahvaltıyı boşuna mı hazırladım diye, kardeşim kalktı anneme bağırdı bi uyutmuyosunuz diye kapıyı falan çarptı, ardından babam kalktı kardeşime bağırdı anneye bağırılır mı falan diye söylenirken ablam kalktı babama bağırdı sürekli merte bağırıyosunuz falan diye. hikaye'nin gidişatına göre benim de kalkıp ablama bağırmam lazımdı ama ben bağrışmaları dinledim sakin sakin, kalktım çayımı koydum kızarmış ekmek tereyağ kombinasyonuyla birlikte ayva reçelinin tadına vardım.

+ kitaptan, dergiye aktardılar beni dergici işten ayrılınca. bir ton iş beni bekliyor gene 11 de çıkıcam işten piuuv. vogue türkiye çıktı. iki günde 70 tane sattı bizim mağaza.

+ bu arada yaşlanana kadar çalışma fikrine alışamadım bir türlü. ya ferhat'ın dediği gibi kuyumcu soycam ya da ferhat'ın dediği gibi bahisten vurcam.

+ kız arkadaşıma selam ediyorum burdan, görüşemiyoruz bu sıra ama ben onu çok seviyorum.
 
+ mert gelmiş sakarya'dan pazar günü görüşürüz heralde ya da şekil şekil giyinir gelir iş yerime, o starbucks'ta çalışırken ben kitabımı alıp gidiyordum yanına, şimdi de o kahvesini alıp gelicek.

+ muhammed el shaya nın vesikalık resmi, honduras'ın haritadaki yeri, kurtlar vadisi filistin videosu, penaltıyı görüpte vermeyen göt oğlanının resmi gibi materyallerle bu postu taçlandıracaktım ama üşendim. google'dan bulabilirsiniz pek tabi.
.

Bu da benden yarime gelsin!



aslında burda böyle şeyler yapmam ama gaza geldim dur
bu şarkıyı da baya severim bi de

küçücük delip geçiyooor!

Tanıyor olabileceğin kişiler



http://www.asayis.pol.tr/kbcalbum.asp

Yıllardır beğeniyle takip ettiğim bi yerdir, ara ara bakarım, duygusal bi bağım var. nedense bu insanlar bana yakınım gibi geliyo, hayatlarını filan düşünüyorum, vay amk nerden nereye filan diyorum ama öyle tiriviri duygusallıktan bahsetmiyorum hayat n güzel filan demiyorum. insanın hayatına şekil vermesi çok boktan aslında diyorum. keşke allah bana irade vermese it olsam harbi. neyse yaşamışlar gitmişler işte. ama yazık gene de pek çoğu evsiz yaşlılar misal araba çarpmış kaçmış ya da kaçak göçmenler falan filan sahabsız insanlar işte. o da acayip kalk gel sen taa nerelerden, sonra ayağın kaysın, inşaattan düş, öl. niye? çok komik de geliyo ama saçma işte ondan gülüyorum acıdığımdan da değil neyse arada ilginç şeyler de oluyo misal enezde bulunan bi çocuk cesedi var daha bu yakınlarda olmuş mesela kafası kesilmiş sonra tanınmaz hale getirmişler yüzünü dağıtıp muhtemelen tecavüz filan olayıdır. bi de bu olay var mesela geçen ay haber yaptılar ben uzun süredir söylüyorum çocuk kaçırma olayları vs hep organ mafyası, organ mafyası diyip duruyolar halbuki bu sebeple kaçırılan vaka yok. bu kaçırmaların pek çoğu cinsel suçlar akabinde çocukları öldürüyolar. bunu ben değil emniyet kayıtları söylüyo tabi. adanalı aklıma geldi lan. ne alaka. pek dile getirilmiyo ama pedofililer pek fazla.

neyse konu nereye geldi. gerçi ben de tam anlatamadım durumumu.

Şu hayatta en büyük azap

İstiklal marşı okurken ağlatan minik haberi
geçen gördüm gene
...

İkbal'le şifalı bitkilerdeki adam


yeni gözdem sensin lan ömer coşkun, koyaaayım dr.öze afedersin. herifin tipi bile amerikalı olmuş. ama ömer coşkun çok beybi feys bi abi. ama mizacı son derece sert ve net. her gün izliyorum. her derde deva bitkilerden bahsediyo garip garip adları var. çörtük otu şuna iyi gelir, civanperçemi cinsel gücü arttırır, hyıt tohumu tansiyona iyi gelir, ökse otu çayı baaasura iyi gelir falan filan ama bazısına öyle inanarak anlatıyoki misal geçen:

-evet, bu otumuzda grip olanlara, şekeri olanlara ve beyin kanserine iyi gelmektedir.


üniversite ortamına girdim


4 senedir üniversite okuyorum ama daha bugün bi üni ortamında bulundum.o da başka bi okulun üni ortamı yani.handecan sayesinde oldu.şöle sıralarsam konu olarak
1 - almodovar filmleri
2 - baz istasyonlarının hayatımıza etkisi
3 - herşeyin plastik oluşu
4 - bi de hocalarıyla ilgili konuştular ben anlamadım onu
arada galatasaray ve futbol konusunda handecanla konuşmak istesemde bütün masa sustuğundan ve bu muhabbeti pek sevmediklerini bize bir şekilde belli ettiklerinden kısa kesmek zorunda kaldım ve habire onları dinledim.bi de bana faşo dediler.değilim.
he bi de ünlü yönetmenlerin filmlerini izlerken canım sıkılıyor ya :(

bahar aylarına girerken

Serdar Ortaç Bengü'ye yine beste vericek mi acaba ? Serdar ve Bengü'nün sesleri çok benziyor birbirlerine bence."gezegen"i ben serdar ortaç söylüyor zannetmiştim ilkten.


Bi dakka bişey düşünüyorum!..


kıştan mı böyle yoksa anlaştınız mı? herkes ruhsuz, nursuz, sıkıntılı. şimdi amcamlardayım oturmuş gösteri metini yazıyolar allah bilir hangi belirli gün ve hafta var yarın. çocuklara beyaz tayt giydirmekten, kayısıdan, amasyadan elmadan, bahsediyolar. amcam demin yardım istedi, cümleye baktım: "yaz gelende çobanlara mesken olur" yazıyodu.
ben memetlere gidiyom bu ne ya.. gerçi orda da aynı terane uğur yatar kötü star dizilerini izle, memet de kızkızkız der, ben gece evime dönerim gene. neyse hayde hayırlısı

Benden ne istiyorsun lan?

(Koca yanaklı güleç bi hoca resmi düşün)
Evli barklı adamsın, avrupalarda okumuş, gelmiş hoca olmuşsun. ilk geldiğinde koridorda elinde muzla geziyodun biz de "bu ne la? ibne herhalde kehheae" diyoduk elin kolun çok oynuyo diye hala da oynuyo ama alıştık artık ibne gibi gelmiyosun ammaaaaaa
neden derslerde hep bana bakıyosun? hatta dersi bana bakarak anlatıyosun. ilk başta yok yeea diye gülüyodum arkadaşlar uyarınca. ama 2 sene oldu artık gözümü kaçırmaktan yoruldum. sapık mısın lan? git kızlara bak, güzel kızlar var onlara bak. karını da gördüm geçen markette güpgüzel iyi de bi insana benziyo yani hiç ihtimal veremiyorum diğer şeylere. hatta gözümü yana kaçırıyorum yan sıradaki insanlar bana manalı manalı bakıyolar. utanıyorum lan artık. hatta geçen ders herkeş not alıyodu ben almıyodum ben de seninle gözgöze gelmiyim diye yandaki emir e bakıyodum. sen yine bakıp yine gülerek "bazıları için ayrıntıları hatırlamak zor oluyo malum" dedin ben gene "hıı ehe" diye güldüm. ama insanlar senle dalga geçiyolar artık. bi de geçen dönem AA geldi ya.. üstelik finalden 95 alınca "hani hiç çalışmamıştın efkan?" dediler, inandıramadım. pis pis esprilere konu oluyoruz, ben ikimizi çıplak düşünmek istemiyorum, güzel de bi ilişkim var, korkuyorum vallahi manyak gibi gözünü dikiyosun, konuşuyosun, gülüyosun vallahi korkuyorum lan aklıma kötü kötü şeyler geliyo. yapma artık. tamam.

Mal mısınız a.k


Bi feysbuka gireyim dedim onda da "ehehe güiza mehehe güiza" diye bişeyler paylaşıyosunuz a.k yarrak gibi mizah anlayışınız var. insan buna güler mi? az bakarsın ehzhehze fenere de iyi oldu heaa mehmeh der geçersin.
dipçik: tabiki ben fenerli değilim.

Alternatif Gençliğe Hayır


1
. elektronik gibi müzik dinleyin.
örnek a



örnek b



2. okey, tavla, batak ve bilimum kahve oyunlarını bütün arkadaşlarınıza meydan okuyacak kadar iyi bilin.

örnek a



örnek b



3. futbolu çok sevin, bahis oynamayı aksatmayın.

örnek a



örnek b



4. recep ivedik'e gülün. kemal sunal'a daha çok gülün.

örnek a



örnek b




örnekler çoğaltılabilir pek tabi. alternatif olanlara iyice uyuz olmaya başladım. tamam diğer güzel müzikleri de dinleyin ama serdar ortaç gibi bir sanatçımızı niye sevmiyorsunuz ? satranç oynayın, sudoku çözün ama neden batak bilmiyorsunuz ? kış olimpiyatlarını izlemeyin, gece 3 te nba maçını izlemeyin demiyorum facebook'unuz da en güzel goller videosunu paylaşın diyorum. ingiliz komedisine gülmeyin demiyorum, kemal sunal'a da gülün diyorum.

EY GENÇLİK, LÜTFEN BİRAZ DİKKAT.

Cinselliğinin farkında olan kız blogu


Ne ayaksınız lan. hayır arada bi denk geliyorum da bi anlam veremedim hala. biz erkekler üzerine derin bilgilerinizi filan paylaşıyosunuz filan ben hiç anlam veremiyorum bi de çok gülüyorum. fantaağzilerini filan paylaşıyosunuz. bence bi feriştah abla gibisiniz, ama amsterdamda yaşayan/yaşadığını sanan feriştah abla kafası. pek çoğu post modern genç kızımız ama ben yurtdışında yaşayıp eren insanları da anlamıyorum sanki hacca gittin anasını satayım. tabi bu bahsettiğim insanlar samimiyetsiz olan insanlar değil sadece. samimi olanları daha aptal gözüküyo bana en azından diğeri samimiyetsiz kafasına göre yazıyo ama diğeri yaptığına gerçekten inanıyo iğrenç duruyo o yüzden.
tamam sevişmek dünyanın en güzel şeyi. hayal kurmak filan, euuvv, hoş şeyler ama her şeye özellikle de çiftleşme işine bu denli anlam yüklemek ne ki. mastürbasyonun mastürbasyonu gibi bi haz sanki bu. çiftleşmek zaten hayalle desteklendiğin de gerçekleşebilen bişey üstüne böyle bi anlam yüklersen işler karışıyo yani o caanım anlamı tekrar kendi üstüne katlanıyo.
yani bi kız "ben arsız bi seks canavarıyım, şimdi senin küçük kuşunla çok arsız şeyler yapacağımı bilmeni isterim ahha ahahaa" bi de cıbıl insan resimleri filan koyuyosunuz. koltuk altı gıllarını sergileyen daş diye tanımladığınız erkekler filan koyuyosunuz. ya da "çirkin ama daha erkeksi yaa denilen erkekler filan. "uzakta ve güzel olan insanlarla" ilgilenmeyi de hiç anlamadım ben. ünlüleri sevme olayında o yüzden ben ibne gibi duruyo olabilirim, ben erkek ünlülere daha çok dikkat ediyorum galiba. çünkü uzakta ve güzel olan az kadını severim ben. onları da sanki sevgilim gibi benimser üzerlerine konuşmayı pek sevmem misal leelee sobieski gibi. (uzak diyarlarda evli barklı..) ya da çok güzel kız görsem de onlar üzerine bi araştırmaya gerek duymadım ne biliyim bi yerden sonr sadece fantazi nesnesi oluyolar yani plastik gibi. gastelerin sağlık köşelerindeki güzel insanlar gibi.
böylelerine "aabi süper yeaaa" diyene de "oy harbiden güzel len ... ben bakkala gidiyom la bişey istiyo musun?" derim. insan cinsiyetini göstermek için ne acayip şekillere giriyo lan.. ataerkil topluma bi karşı duruş filan desen o da değil. aslında tam tersine ataerkil topluma dönüş isteğinin garip tezahürünü yapıyo bu dostlar habarları yok. aslında kapitalistleştikçe yok olan bi hadise bu çiftleşme işi. çiftleşmek yalnızca fantazi yoluyla desteklenirse kurabildiğimiz bi ilişki malum. bi yerden sonra siber bişeylere dönüşücek zannediyoduk eskiden. aleti de vardı hatta kaç sene önce gördüm çıkmıştı karşılıklı şeyinize bağlanıyosunuz internet üzerinden sevişiyosunuz.. aslında bizim beklediğimiz bu denli büyük teknolojik şeylerdi, fakat böyle olmadı kapitalizm gene skti ebemizi, uzay çağı teknolojisi en güzel yerimizden vurdu bizi: zevki simule etmeye doğru gidiyo. yani sen sevişme aynı zevki farklı şeylerden alırsın gibi hatta çok istersen sevişme işini de simüle edebilirim gibi bi olay var lan. korktuğumuz oluyo normal yollardan aldığımız zevkin aynısını diğer şeylerle alabilicez. bu iğrenç bişey. kastettiğim sadece alışveriş, uyuşturucu, üçboyutlu gözlükle sevişip "aynı zevki" almak istemiyorum ben. zevk alma işi taklit edilirse hakkaten bittiğimiz andır. üstüne yetmezmiş gibi insan klonlama işleri, sperm bankasından sipariş çocuklar, erkek gibi olmayan garip şeyler, kadın gibi olmayan bi garip şeyler, homoseksülleğin cinsiyet olarak tanımlanması vs yani en güzel, en belirgin kimliğimizden kopuyoruz. bunlar hak olarak tanımlanıyo ya da özgürlük. olay sadece çiftleşme ya da üremeye indirgeniyo hayallerimizi yıkıyolar.
yani ustanın dediği gibi, kızlar aslında hala aynı, hala efendi istiyolar, ama hükmedecekleri bir efendi.
ama bunu türkiye coğrafyasında yapmayın biz hala ataerkil gibiyiz.
yani bizi, bi erkeği, bi sike eklemlenmiş adamlara indirgenmekten duyduğunuz haz ...
devamını getirmiyim gene de ay lav yu beybi. ama nolur bütün bunların üstüne çirkin olmayın.. o ihtimali düşünemiyoruz.. hepinizi übergüzel sanıryoruz.. yapmayın bunu.. :/


bu satırları okul kantininden aktardım. kantinde hiç kız yok evet o yüzden yazdım. bi tek şişman kantinci kız var, gülüyo. ilk defa üniversite öğrencisi gibi oldum lan ehzhahe uğurun leptabı aldım, benim ders 8 deymiş. türk anayasa düzeni. hay mnskm daha 1 buçuk saat var yaa :/

mt banko kanko

türkçe sözlü rapde en sevdiğim şarkıdır..sözleri garip iyidir ama

Lacancı analiz ve geçmişi silmek


Psikanaliz deyince herkesin aklına, koltuğa uzanmış bi adam, bi tane de ona probleminin temelinde yatan şeyin çocukluğunda gel bak sana şeker vericem denip inşaata götürülmesi olduğunu söyleyen psikologlar geliyo hatta onlara da modern çağın papazları diye kızanlar var. o da 50 seansta beceremezse diğer bi yere, beynin sol lobundaki bilmem ne merkezinde bozukluk diyen psikiyatristlere yönlendirilen insanlar düşünüyoruz hatta onlara da beynimizi uyuşturuyolar alayı düzenbaz şifacı diye höyküresimiz geliyo. aslında verdikleri ilaçlar gerçekten işe yarıyo ama gerçekten de mal ediyo.
aslında psikanaliz böyle bişey değil. şöyle bişey:

mesela ortak kullanıma açık bilgisayardan porno izleyen ergen genç, sonrasında porno film izlediğinin anlaşılmaması için geçmişi silmeye karar verir. siler ama analist bunu yakalar. çünkü babası sayfayı açar hiç porno göremez. hasta içinde böyledir, bu normalliktir, hatta geçmişi silmesi onu geride hiç kanıt bırakmadığı zannına götürür fakat normallik ve anormallik arasındaki geçiş böyle değildir. geride hiçbi anormalliğin olmaması normal değildir. asıl anormallik budur. içerik olarak tek tek bakılmaz, olay biçimsel açından paranteze alınarak düşünülür. yani analist için anormal olan şey bi ergen kompüterinin geçmişinde hiç porno linki olmamasıdır. böylece porno izlediğini anlarız. rüya yorumları da böyledir. rüyadaki simgeler tek tek ele alınarak yorumlanamaz, yap-boz gibi düşünülür.
dil de böyle bi sistemle çalışır. tek tek ele alınırsa konuşamayız sadece telaffuz etmiş oluruz. yani tek tek kelimeler ağzımızdan çıkarken onları düşünerek ve aynı anda kendimizi dinleyerek konuşamayız. kendiliğinden ağzımızdan çıkar sadece duymamız gerekli ve yeterlidir. örneğin örnek sözcüğü. "Öğğğğ ne ki? Rrrreee? re ne lan??" ya da "örnek, örnek, örnek, örnek, örnek, ööör-nek.. ne saçma lan?" diye düşünürüz oysa onlar bi şeyi simgeler tek başlarına doğrudan bi anlamları yoktur sadece sesten ibaretler işte. neyse. durum böyle işte. vikvik konuşmayın o fallik bunlar şifacı filan diye. o sizin sevmediğiniz ortodoks psikanalitik geleneğidir. o vikvik eleştiren de anglosakson ağzıdır. öperim.
bi de ben yarın edirneye dönüyorum kabus kerim. pöff. harbiden inşaata götürüleydim de anamı babamı keserdim mapusta yatardım hiç olmazsa kafam rahat olurdu. gerçi burası da benim bloga benzedi ben el atınca ne varsa kuruturum ona göre söyleyin sıkılıyosanız böyle şeylerden. ama söylemeseniz iyi olur pek iplemem ben ehzhhee hatta başka blog bulun kendinize. şaka lan şaka gel gel. gitmeden son bi yazayım dedim. orda pek giremiyorum da. çünkü şahane bi ortamım var.evet.

arrivederçi

Kadın ruhundan anlamak


Ben ve nice erkeğin bundan anladığı neden daha çok duygusallık ya da hisli yaklaşmak filan oluyo? aslında bu böyle değil de yani kadın gibi düşünüp davranmak (o iğrenç bişey lan) değil de anlayış gösterip onaylamak dimi burda kastedilen? aslında duygu değil de mantıkla açıklanan bişey. yani kızsal bi olayı kendi kafamızda tanımlayıp adlandırmaya kalkınca olmuyo. yani "a.k gene ne oluyo buna ya ne ne?!!" diyoruz, hatta düşünüyoruz olmuyo. olunca da kız gibi oluyo. ama asıl istenen şey kız gibi düşünmek değil aslında mümkün olduğunca konuyu az anlamalı hatta anlamamalı yani kafasındakinin ne olduğunu anlayıp onun üstüne yorumlar geliştirmek yerine sadece "kafasına takılan bi şeyin olduğunu bilmemiz" yeterli dimi? hatta bununla da kalmayıp, "o olayın içeriğini de anlamamamız" gerekiyo dimi? istenen bu yani. çünkü içeriğe girerse ya kız gibi ya da erkek kanka gibi olursun o da benim sosyal ilişkiler ağımda kodlanmamış bi tür o yüzden üstüne konuşamıycam. dambitleri. neyse biçimsel bişey yani olay. aslında o mevzu öyle yani. bunlar hep şahsi soru cümlem aslında. yoksa "ama neden hep düşündüğümün tersi çıkıyo: mesela mutsuz olduğunu düşünüyorum mutluyum diyo mutlu olduğunu düşünüyorum mutsuzum diyo. aslında demez biraz ısrar edince söyler. o da garip lan ehe." demezdim en sonda.
(...) yani ahkam filan kesmeye de çalışmıyorum ya da ne biliyim yaşam koçunuz da değilim ama :reklam:pek yakında çok satan kitapların arasında bizi de göreceksiniz ahahha... pek yakında.. kalınsesliahhahaaha :reklam: cidden merak ediyorum. neden neden. belki de evet..
e) ben salağım.

pies: ay lav yu

olm manyak mısın lan siz?!!

Tesadüfen rastladım the real football factories diye bi şey. bilen biliyodur gerçi de ben yeni gördüm. tehlikeli abiler, tribünler ve çok acayip mevzular..



bizim burdakinden 00.40da başlayan marş.. iyiymiş ehzehze




csklıların spartaklara baskın verdiği an. ama elemana ayar oldum. gerçi bunlar da adettenmiş bu zopa olayı



drughiden millo abi. hepsini izledim ama en çok bu adam bi de alpaslan abi va bene



tehlikeli rio deplasmanı. ulan adamın ömründen ömür gitti hala gülüyo lan..



çok yanlış bi ortamda büyüyen partizanlılar



bence en bombası aha bu. 1.54ten sonra taş kesil..

iddaa profesörü ferhat


1 kere kuponu yattıktan sonra gurur yapan ferhat dostumuz iddaa dünyasında şov yapmaya başladı.üstte görüyorsunuz performans belli.ferhatın atakları devam edicek.


Bu haftaya gelicek olursak üstte görüş olduğunuz kuponda yeni kuponudur kankam ferhat'ın. Biz 100 lirayı basıyoruz. yani güveniyoruz..

Post modern futbol anlayışı üzerine tezler



Mezar turizmin ntv spordan nefret ediyorum yazısından sonra uzun süredir aklımda olan bu yazıyı kaleme almaya karar verdim. aha da alıyorum!

öncelikle modern futbol anlayışı bitti bunu hepimiz biliyoruz. sadece teknik açıdan değil diğer konular açısından da öyle; yorumculuk, tribüncülük, blogculuk, mankenli spikercilik, ilker yasinden tiksinmecilik, endüstriyel futbola karşı duruşçuluk gibi konular var artık. idoller ve idealler de değişti. artık rüya takım barça ve süper yıldız messi var. ronaldinyonun bile 1-2 sene de harcandığını gördük. 10 numara denilen en güzel şey kayboldu mesela. takoz recep yok, alpay ana avrat küfredemiyor peki neler oluyor? teknik konulara değinmiycem o kadar uzman değilim benim anlatmak istediğim yukardaki meseleler.

mesela blogculuk: bugün herkes futbol üstüne yazılar yazmaya başladı. genelde duygusal şeyler. bu yüzden çoğu bok gibi. tema olarak hemen hepsi aynı. elbette genel hatlarıyla, burda yapılabilecek olan şeyler sınırlı tamam ama italyan karılar + çocukluk anıları + ntv spor kafasıyla yazılar yazmak elbette sıkıcı bunu da hepimiz biliyoruz fakat bunu neden yapıyollar? burada marx a dönüyoruz çünkü futbol da ideolojiyle çalışır. peki ideoloji nasıl çalışır?
"Bilmiyorlar, ama yapıyorlar."
bunu yapanların nasıl zevk aldığını anlatmak için bundan iyi açıklama olmaz herhalde. ama bunlar sadece futbola özgü şeyler değil. eskiden özel bişey varsa uzun uğraş ve çalışma gerektiren bi çaba lazımdı bi şeylere ulaşmak için ya da ne bileyim sadece bize özel hissettiğimiz şeylerin herkesin başından geçtiğini anlayınca biraz yıkıldık. bazıları bunu yeni kavrıyo aa öyle mi hadi hemen üye olayım 90larda çocuk olmak ehehehe. bi siktirin gidin a.k ben bilmek istemyorum bitek ben yaşadım sanıyodum bunları sizden duyunca hiç memnun olmuyorum.
ama bu arkadaşlar inatla bu işe devam ediyo 3 korner bi penaltı filan anlatıyolar. meme göt filan da koyuyolar aceto da sagopa gibi bi nesli telef etti.

manken-spikercilik
bu da italyadan geçti herhalde bize. artık bilimsel açıdan analiz edemiycem daha çok anatomik bi değerlendirme yaparsam burcu esmersoy başta olmak bu bağyanların hiçbiri şahane değil. neresini beğeniyolar anlamıyorum. sempratik bile değiller. ayrıca futbolu bi kadından dinlmek istemiyorum. boş boş bakıyorum, o da kendi anlatıyo kendi gülüyo. iyi madem memesine bacağına filan bakayım diyorum hayvan gibi izliyorum yani. asıl ayar oluduğum şey hani böyle bi inanç var ya biz sanki böyle futboldan anlayan hatunlar istiyoruz. ideali bu olan adam düşünemiyorum lan kankasıynan gezer gibi ne lan öyle. kaldıki kadınların futbola ilgisini kaale almam. beceremediklerini düşünmemden değil. bu iş zaten ayrı bi beceri gerektirmez bu nedenle anlamıyolar demiyorum sadece içinde bulunmaları güzel değil bi de üstüne futboldan anlıyo diye ödül bekleyen kızları hiç anlamıyorum. bilmemeleri aşık olmak için daha güzel bi neden. yemek yapmakta böyle mesela. "bütün kadınlar zaten güzel yemek yapar/yapmalıdır" diye genel bi kabul varken " ama dünyanın en güzel aşçıları erkek kehehe" diye bi önermeyle gelmeyin. kadınlar zaten çok güzel yaparlar. yani istisnalar kaideyi bozmaz demiyorum, buradaki olay, istisnalar zaten bi kere dışarda kaldıkları için istisnası oldukları grubun içinde sayılmazlar bence. yani istisna diye bişey yok lan. yemek yapamayan ve futboldan anlayan kızlar bana kız değil gibi gelir. yakışıklı futbolcu filan görürlerse baksınlar işte yoksa levantenin ileri üçlüsünün kritiğini yapacak kalitede sevgili arayan erkek, muhtemelen erkek arkadaş arıyodur. bi de ben yemek yapmayı çok severim, iyi de yaparım ama ödül beklemem herkeşe de söylemeye gerek görmem.

ntv spor yorumculuğuna gelir isek ben herkesin yorumcu olmasına karşı değilim. samet aybaba tarzında insanları çok seviyorum. zaten ciddi yorumculuk kaale alınacak bi iş değil. rıdvan bile bi yerden sonra mahalle kahvesine çeviriyo stüdyoyu. zaten iyi olan da o bence. diğeri yani çok iyi analizle desteklenen yorumlar bile en nihayetinde sıkılıp söylenen yorumdan daha kıymetli sayılmaz.mesela ciddi ciddi açıklamaya çalışıp başarılı olamayınca en sonunda dayanamayıp "a.k hoca napsın girsin kendi mi atsın" gibi yorumlar. ama ntvnin modern çizgisi bozuldu artık ciddi değil de samimi olmaya çalışıyo. post modern bi anlayış hakim artık. çizgi roman basıyolar lan.
bi de ben çizgi romanları çok severim ama zombistanı almadım evet. ama yayınlar çok pahalı lan. (bu nası cümle lan?)

taraftarcılık müessesesi ise daha garip bişey. mesela yöneticiliğin (iktidarın) gönüllü olarak -bilinçdışında- devredilmesinden sonra ben de yorum yapabilirim ve ben de söz sahibiyim diye çıkış yapan, bu konu da hak arayan bireyi sevmem. demokrasi oyununun en güzel yalanı özgürlüktür malum. özellikle seçme özgürlüğü. mesela geçenlerde ntv sporda yenilsen de yensen de programında beşiktaş kongresi konuşuluyodu. taraftarın söz sahibi olmasından falanbahsedildi. burada kapitalizme giriş yapmakta fayda görüyorum. endüstriyel futbolu eleştirmek kolaydır ama onun nimetlerinden faydalanırken aynı tepkiyi göstermemek nası bi yavşaklıktır lan. yani en şahane stadda götten ısıtmalı koltuklarda maç izliyceksin, çimler de yayla gibi olacak, uzay futbolu izlemek istiyceksin neden? çünkü hakediyomuşsun para vermişsin. vay a.k. ne güzel iş. ama aynı zaman endüstriyel de olmasınmış. yahu nu nostaljik kafayı birisi anlatsın bana eski maçları izliyo musunuz. o zaman oynanılan futbol gayet kötü. ama kimse bunu söylemiyo. gerek duymuyo ya da. neden. çünkü eski güzelmiş. o zaman daha iyisi olmadığından güzeldi. bugün hangi hislerle izliyosak o zaman da öyleydi. geçmişe masalsı bi tad katma olayı bizim en acayip saplantımız herhalde. aşk için de öyle. mesela seni seviyorum o kadar çok kullanıldı ki değerini yitirdi gibi sikko düşünceler hakim. hayır yavrum geçmişte nasılsa bugün de aynı sana geçmiştekinin daha kıymetli gelmesinin nedeni cümlenin ilk kullanılan
anına yapılan bi önvarsayımla kapıldığın garip arkaik hisler. (valla öyle lan.. musaf çarpsın..) neyse dil felsefesine girmeyelim konumuz fidbol. özetle:
taraftarlar (halk) her zaman daha çok gönül bağıyla bağladır, fakat yönetimdekiler (iktidarlar) duygudan uzak, kurumsal bi hisle orada dururlar. taraftar aslında klübü yönetemez düşüncesi vardır ki taraftarın da böyle bi isteği zaten olmaz. olsa da gerçek olduğu zaman işler altüst olur çünkü en nihayetinde para konuşur. bu yüzden o ölümüne takımını seven adam olur, diğeri de ağırbaşlı ama düzenbaz başkan. roller bu şekilde dağılmıştır bi nevi gizli anlaşma gibi. demokratik yönetim bu yüzden safsatadır. ideal demokrasi diye bi şey zaten yoktur demokrasi zaten ideal değildir kötüler içinde en iyisidir bu yüzden tercih edilir. her taraftar, dışardan bakıldığından belli bir gruba aidiyet hissiyle sever gibi gözükse de, taraftarın asıl baskın olan yüzü: takımını "en çok ve en özel seven benim" hissiyatıdır. stada girip şöyle bi bakınca "orada bulunmaktan" dan ziyade, sanki "bütün bu gösteri benim için hazırlanmış" gibi hissetiğimizden dolaaayı süpersonik bi zevk aldığımız içün bu boku seviyoruz. yani hem taraftar yönetim ilişkisi hem de taraftar ve yönetimin kendi içişleri bu ikilikle ya da bu oyunla sürdürülür. iyi-kötü ilişkisi. taraftar iyi, yönetim kötüdür. iyi taraftarlar ve kötü taraftarlar vardır. iyi yöneticiler ve kötü yöneticiler vardır. iyi yöneticiler ise hem iyi hem kötüdür. kötü yöneticiler ise hem kötü hem de iyidir.
hem iyi taraftarlar vardır hem de kötü taraftarlar vadır. iyi taraftarlar ise aslında hem iyi hem de kötüdür. kötü taraftarlar ise hem kötü hem de iyidir.
biraz karışık ama örneklersek genelde küfür normaldir ama küfüre karışıyız mesajı verilir.

pes oynayan topçular görmek istemiyorum. samimi olması zerre sikimde değil.

endüstriyel futbola dur diyelim hikayesi zaten kendi içinde mantıksız. bugün kapitalizmi eleştirecek özgün bi dil yok. yani bugünkü dünyanın tek hakim ideolojisi küresel neoliberal politikalar. bu yüzden bütün hayatımız böyleyken kendimizi apolitik zannetmemiz ayrıca bi komik. ideoloji zaten bilinerek yapılan bişey değil bu yüzden yeni nesle böyle çatanları allaha havale ediyorum.
kaldıki endüstriyel futbol kötü bişey la hadi eskiye dönelim desek hangi eskiye dönmemiz lazım? daha önce dediğim gibi eskiden futbol şimdikinden kötüydü. eskinin duygusu bugünün imkanlarıyla örtüşemez çünkü eskinin duygusu bugün uydurduğumuz bişey.
e hadi dönelim o zaman 70ler iyi mi? 80ler? 30lar?
yani endüstriyel futbola karşı olmanın tezi aslında şudur: "endüstriyel futbolun içindeki kötülükleri temizleyelim sonra her şey güzel olacak". afedersiniz yarrak olucak. bugünün kapitalizm eleştirisi de böyledir. çünkü gerçekten karşı duracağımız bi nokta, kimlik yok bulamıyoruz. o yüzden bugün keremle börgırda götümü yaya yaya milk şeyk içtim. şimdi kapitalizmden filan bahsedebiliyorum. bugün kapitalizm demek bile bayağı hale geldiyse bundan büyük zafer olamaz diye boşuna demiyolar. burada özellikle berlin duvarından sonraki sol'un ya da zizekin deyimiyle sol'dan geriye kalana selam ederim.
bitti.

bu yazımı futboldan anlayan bütün kızlara ithaf ediyorum.

ferhat : kesin tutacak 2 - tuttu!!!


haftasonu yaşanan talihsizlikten sonra ferhat özür dilemek için bu kuponu yayınlamamı istedi.ben oynucam sevgili okurlar.sizi bilemem

ntvspor'dan nefret ediyorum


futbolu sanki sinema,tiyatro gibi gösteren , taraftarı "özgürlük savaşcısı" gibi rollere sokan , çevremdeki gereksiz insanları da futbolla bağlantılı hale getiren bu kanalı artık sevmiyorum. nefret ediyorum hatta.


1 espiri + 2 entel laf + 1 manken kılıklı kız : kaliteli yayın

yok ya!
onu bunu bilmem en kral futbol programı bence trt'de yayınlanan 2. lig dosyasıdır.

Uykusuzluk




1.giriş
neden bulunduğum yerdeki herkes yatana kadar uyuyamıyorum? ezelden beri oluyo bu. bir yanım: evrimle alakalı bi durum herhalde diyo diğer yanım: götünü sağlama almadan uyuyamıyosun herhalde diyo ben de mnskiym diyorum. sonra en geç benim uyanmam lazımmış gibi uyuyorum. sonra ne uyuyosun akşama kadar diyolar. e sen mal gibi uyurken ben neler yapıyorum neler ondan haberin yok tabi. bi de gece yürümeyi severim. yani güzel oluyo sokaklar bomboş oluyo evlere bakıyosun geniş caddeler bomboş uzaktan bi köpek havlaması geliyo bi tedirginlik filan iyi geliyo bana. bazen edirnede yapıyorum temiz bi muhit orası. gerçi o saatte tek başına yürüyen birine pek bişey demiyolar o yüzden aman evimde oturayım ebemi zikerler diye de korkmanın alemi yok lan bence. böyle kişisel gelişim örneği gibi olmasın ama bikaç teknesi fırtınada batmış balıkçı abinin kahvede su içerken boğularak öldüğünü duyduğum zaman nedensiz bi özgüven gelmişti bana. neyse. başıma kötü bişey gelmesinden pek korkmam ama başıma utanç verici bişey gelmesinden çok korkarım. ayrıca, hayır, başıma utanç verici bişey gelmesi kötü bişey demek değil.
2.hobilerim: film izlemek
avatarı izlemedim. yahşi batıyı da izlemedim. kutsal damacana 2 yi hiç izlemedim. ama hepsini izliycem. ben bunları artislik olsun diye izlemedim evet. hepsini 37 ekranımdan 5 liraya izliycem. bu ara hep film muhabbetleri yapılıyo da onlara istinaden söyledim. "istanaden" kelimesini cümle içinde kullanabilen bi insanım, boş yere bu filmleri izlemedim ben diyerek prim yapmama gerek yok benim. bugün de muratla ejder kapanına gittik ne umdum ne buldum arkadaş. ben öyle kara film hesabı bişey beklerken meğersem seri katil filmiymiş. beyzanın kadınlarını düşününce gayet başarılıydı ama şaşırdım bi de filmdeki araba şeysi güzeldi fragmandaki o aksiyonun olduğu tek yer orası zaten. ama uğur yücelin bu şivesi olmamış. bi de emniyet mensubu olmak için adanalı olmak şart mı lan? neden o şiveyle konuşuyolar hep? uğur yücel neden asayişle bu kadar ilgili diziler filmler çekiyo? adanalı dizisi hala yarrak gibi mi?
seri katil olmak için küçükken inşaata götürülmek şart değildir. bundan nefret ediyorum ben bi dönem bu adamlarla baya uğraştım çok güzel de ekmeğini yedim ve inanın bu seri katillerin sinemacılar tarafından ekmeğinin yendiği kısmı çok boktan. sırf vicdanımıza oynuyolar. bu abiler aslında normal ama yaptıkları çok anormal. o yüzden cinayetlerin arka planına öyle bi travma döşemek çok boktan bişey. illaki mantığımıza uydurmak istiyoruz. ama mantık filan yok usta o adamın caniliği saf kötü olmasından gelir zaten eylemlerinin altında bişey olmadığından korkunç değil mi. aniden karnını deşip içine bakmak kadar güzel bişey var mı yeaa. zaten o yüzden 7 çok güzeldir. o yüzden hannibal doğuyor a kadar hannibal serisi çok süperdi. olmadı uğur yücel bu sefer olmadı. ayrıyeten kenan imirzalıoğluna oskar verseler de rahatlasak.
3.bilinmeyen-bilinenler
Okan bayülgenin bugünkü haline uyuz oluyorum. insanların yüzüne telefonu kapatırken, ezihee ezihee diye gülerek taşak geçerken daha çok iyiydi. onu sevmeyen insanların eleştirdiği şeyleri daha az yaptığından ve sürekli toplumu bilinçlendirmeye çalışmasından tiksiniyorum. sözlüğe geri dönen otisabiye de aynısı oldu. aslında kendisini hiç oturup takip etmedim ama çok iyi tanıyoruz. mesela bunu hegelci olumsuzun-olumsuzlanması terimiyle açıklayalım. geçen haftaki yemekteyiz programı berlindeydi ilk programın en sevimli tipi mussiydi bi dönem ülkemizde topçu zenci eleman. en itici tipiyse ali kemal beydi hani her sike yorum yapan. ama cuma günkü programda tam tersi oldu. mussi saçmaladı, ali kemal bey "aslında iyi biri" oldu. bu ikisi aslında aynı insanlar değişmediler ya da gerçekte öyle değillerdi ya da oynamıyolardı zaten öyleydiler. her ikisi de. yani insan zaten kendi içinde bölümlüdür.okan bayülgene sempati duymak o kadar çok "aslında iyi biri" diye gizli mesaj verdiki bi süre sonra kendisi de "aslında iyi biriyim" diye öyle birisi oldu. hatta öyle davranıyo. kendini nötrledi adam. yani ne çok seviliyo ne de nefret ediliyo artık sıradan birisi oluyo o zaman da hiç ilginç olmuyo her şeyi açıklamaya çalışıyo. herhalde bu karışıklık gitsin diye 3 gece program yapıyo: deli hali, kendi hali, bilinçlendirici hali.
4. aslında sahip olamadıklarımız
Bu çağın bi başka boktan yönü de bu zaten. dostoyevskinin anasının nikahını bile öğrenebiliyosun, 1 gün içinde herhangi bi grubun diskografisini indirilebiliyosun hatta bi güzel dinleyebiliyosun, bi gün içinde en sevdiğin bi yönetmen bulup bütün filmlerini indirebiliyosun. sabaha karşı feysbukta fanı oluyosun. ... benim eleştirdiğim kısım hızlı veya tüketilebilir olması değil. bunu gerçekten zevk alarak yapıyoruz. bence asıl ıstırap veren kısmı da zaten bu. yani naparsak yapalım asla sahip olamıyomuşuz gibi hissediyoruz, bize özel bi yanı kalmamaya başlıyo, haklarında çok fazla şey biliyoruz artık hiçbi gizli yönü kalmıyo. zaten o yüzden hemen sıkılıp başka bişey arıyoruz. sırf tüketim manyaklığı değil bence bu yani ne olursa olsun tüketelim gibi bişey değil daha çok arzuyla alakalı gibi gibi. asıl tüketim çılgınlığı diye mıymıy ötttükleri şey, bu denyoluğu örtmek için uydurulmuş bişey.
5.elektronik müzik öyle bişey değil
Geleceeeen müziği elektronik diyoruz evet ama ortada büyük bi yanlışlık yok mu lan.elektronikten kasıt elektronikleşme değil mi? yani gitar çalmak yerine gitar sesini bire bir taklit eden programı kullanmak değil mi kastedilen. ama nedense ilk aklımıza gelen bu değilde gıyyvıcıııııı vııyyy diuuuuzzzzzvvv gibi abuk subuk efektler.

Özgür kız




evimdeyim gene canım sıkılıyo ama günde 3 öğün hamsi yiyorum babamla yemekteyiz izleyip yorum yapıyoruz babam küfrediyo. geçen akşam dedemin yanına gittim tvde son ses bu çalıyodu.

ferhat : kesin tutacak

bahis sihirbazı ferhat söylüyor "kesin tutacak".bize de oynamak kalıyor.