Küfür

diziler, kötüler demişken lan eskiden "niye hiç küfür edilmiyor? hiç gerçekçi değil!" derken şimdi dizilerimizde baya baya küfür ediliyor biplense de güzel bence. ezelle başladı sanırım. bi de kılıç gününde ali atay var gene iyi oynuyo piç. dizilermizde farklı güzeller de göremedim henüz. hepsi birbirine benziyo lan. bütün karılar aynı gibi. yaz dizilerine de odaklanamadım bu sene çok sıkıntıdayım.
ama bu behzat ç. en iyisi aga. hem baya da komik.
arka sokaklar gibisinden sikko polisiyelerden bıkmış idik.
emrah serbese de selam olsun anmadan geçmeyelim.
starın dizi lanetini kıran yapım da olabilir hiç sıkılmadan gidiyoruz hayırlısı.




...
aslında şu an yazdıklarıma bakınca çok çaresiz gördüm kendimi
napim lan evdeyim bütün gün..

kötüler asla ölmez


yılan hikayesi

&


sıcak saatler ve deli yürek

&

unutulmaz

bu üç adamın ortak özelliği ne? kötüyü oynamaları değil şöyle:

dizilerdeki kötü adam kadrolarında garip bi olay var. intikam ateşiyle yanan kötülük yapmak için plan kuran insanlar bunlar. neyse benim dikkatimi çeken bu rolü böyle belli adamlara veriyolar ya değişik oluyo. süper diksiyon ses tonu filan çok iyi kesin tiyatrocu dediğimiz adamlara veriyolar. böyle kötü olmaz olsun. hamlet oynar gibi kötülük peşinde. en son unutulmaz dizisindeki bu elemanda gördüm o şeyi. bi intikam hırsı vardı gene ama izleyemedim sıkıntılı bi dizi.

fotoğraf sanatçılığı

yok yok.. "eline fotoğraf makinası alan herkeş fotoğraf sanatçısı oluyör" gibi tırt bir eleştiride bulunmayacağım ben..

Ama şu fotoğraf şekli ne heryerde görüyorum amına koim . karı var onun diz kapağından aşaağısını çekmişler falan. 1010100101 tane böle foto var . ne anlatıyor bu fotoğraf ayakkabının güzelliğini mi anlatıyor ? diz kapağını mı anlatıyor (harbi bunların ikisini anlatıyorsa da ak bok gibi yine de ) .. ney ney ney !!!

the walking dead

THE WALKING DEAD "Opening Titles" from Daniel Kanemoto on Vimeo.


Yıllardır beklediğim dizi geliyor. Vampiriydi , kurt adamıydı dizisi yapıldı. Zombilere sıra ne zaman gelicek diyorumki sonunda düşünmüşler çekmişler. 31 ekim'e de hazır etmişler.. Yeşil Yol ve Esaretin Bedeli'nin yönetmeni çekiyormuş. Baya güzel olucak gibi bekliyoruz...



Biraz daha bilgi vermek gerekirse bu bir çizgi roman uyarlaması.. kadıköy de bulabilirsiniz çizgi romanını da . ben okumadım daha ama güzeldir herhalde..

Terapi



önce bi masa kurucan
sonra kemençeci çağırıcan bi de atma türkücü
sonra her şey kendiliğinden gelişiyo zaten
"gaybana 16lııı, bakayım carcörüneee" diye
bol bol mermi yakıcan
bu masalarda hep bi eleman olur boş şarjör ona verilir o sıradan doldurur cephedeymiş gibi
sonra ooooooyyy ooyyy diye dağa tepeye doğru bağırıcan hırsını alıcan
insanın içi sıkılınca böyle karşında da dağlar tepeler kocaman bi yer olunca isyan kendiliğinden geliyo zaten
sonra eski sevdalarumdan alamadım bidaneee diye devam edicen
bana lazım olan tek şey şu an bu sudokudan tiksindim ziiraa

bi de nerde olursa olsun içimize işlemiş misal çiçek pasajında bu mevzuyu canlandırmaya çalışan dostlarım var. geçen sene memleketten elemanlarla buluştuk bikaç tanesi istanbulda okuyo ama görüşmüyoruz pek sevmem onları. diğer 2si de ankarada okuyo uzaktan akrabayız zaten hep. neyse istanbula geldiler öyle toplanalım hesabı. gayet nezih başladık ama yanyana gelince kafalar gidiyo işte. çiçek pasajına gittik ben de pek içmiyorum. keyfim yok zaten. neyse bi süre sonra bizimkiler sıkıldı çiçek pasajının sikko istanbul muhabbetlerinden. o ara yanımıza bi tane tambur çalan adam geldi. tınn tınnnn bişeyler icra ediyo ama siklemiyoruz hee dayı hee deyip 3-5 attılar sonra anladı herhalde adam keşan vardı birinin boynunda memleket nere dedi sonra karadeniz şeysi oldu o da çaykaralıymış. ama adam sanki yıllardır bizi bekliyomuş. hani biri gelse de şu muhabbetten sıyrılsam der gibi. çiçek pasajı kültüründen dem vurdu hemen. "bunlar anlamaz gıygıy çalıyoruz mecburen bizimkisi de ekmek parası" derken asiyeden girdi sonra bizimkiler hızlı bişeyler çal a bi dedi sonra demin tınn tınn fikrimiin ince gülü filan çalan adam tamburla ismail türüt parçaları çalmaya başladı. bi yandan da kalktı horon ediyo patpat. adam "eskiden sevdaluklar da yürektendi yürekteen" diyo sonra biz" şimdiki sevdaluklar da hep döneyii direkten" diyoruz. derken baya herkes bize bakmaya başladı. sonra biri bağırmaya başladı yann dağlar yaaann diğeri cevap verdi ooooy oyyy sonra ben de koyverdim.
sonra gökan vardı hem gülüyo hem de tavanı inceliyo "burası cammış lan şimdi olucaktı özcan abinin 14lü.. haburanın çatısını dökücektim da aşşaaa ehahahzhe" diye gülmeye başladı. ama şaka yapmıyo yani cidden silah birinde olsa orayı dökerler aşağı. sonra herkes kalktı bizim uşaklar bi ellerinde rakı diğerinde su bardağı öyle gidiyolar. garson çocuklar şaşkın şaşkın bakıyo. ben almadım garsonlar şefe söyledi ben de abi kusura bakma yaa dedim adamlar da gülüyo olsun dedi. sonra bana da zorla aldırdılar öyle taksime çıktık istiklalin o kalabalığı var ya böyle musanın kızıldenizi gibi yarması gibi açılıyo böyle gidiyoruz elde 2 bardak. sonra fenere küfürler başladı sonra biz bağırınca etraftan bağıranlar oldu derken işte tesadüf az ilerde kemençeci gördük. adama çöktük haliyle ama adam az çaldı sonra bizden ürktü. tel kırıldı dedi bıraktı. sonra biraz oturduk bunlar gene küfrediyo fenere sonra istanbula küfretmeye başladılar. sonra polis geldi susturamıyorum biri sürekli bağırıyo. polis geldi yanına "kafamı şişirdin bi sus be kardeşim" dedi gitti bizimki polis bile elleşmeyince iyice gazı aldı daha çok bağırıyo sonra çiş krizi geldi herkes işiycem işiycem diyo ekibi toplayıp istiklalin girişindeki tuvalete gittik bi çıktık baktım gökanla şafak 2 tane kız duruyo orda onla konuşuyolar. kızlar da gayet normal birilerine benziyo. yanda gene polis var sonra bi baktım kızlar gülüyo ediyo derken baya oturup konuşuyolar derken gittim baktım harbiden sohbet ediyolar onlar da karadenizliymiş. sonra kızlar gitti kavga çıktı. feysbuktan eklerdin eklemezdin yok bana yazıyodu sen niye salça oluyosun derken en son taksiyle eve döndük amınakodumun uşakları gelmeyin la bi daha istanbula dedim.


90 60 90 biliyorsunuz ki vücut ölçüsüdür.
bir de 200 160 60 var bu da bir tabut ölçüsüdür.

oktoberfest de yaptık tam olduk

bu almanların festivali var hani dışarda bira içiyorlar falan. kızlar böle garip bir elbise giyiyo hatta. bizimkiler buna da özenmişler antalya'da aynısını yapmışlar. ulan ingilizi , amerikanı yapmıyor biz yapıyoruz. ne kadar cana yakın sempatik milletiz.. cadılar bayramına ne kadar kaldı ?


"türkiye'de dışarda neden sevişemiyoruz?"

güzel ve anlamlı sözler


ama böyle de bi olaylar var, yok değil

zincirleme isim tamlaması
:

Firari saatlerin ardından gelen isyankar sokakların tövbekar çocuklarıyız biz sevdiğimiz için yaşar dostumuz için ölürüz.

kim demiş serseri ağlamaz serseri ağlarsa kimse susturamaz

inanki sosyete kızı herkes serseri olamaz

sosyete güzeli series:

hey sosyete güseli sanmaki serseri aglamaz serseri agladımı kimse susturamaz öyle her isteyende serseri olamaz biz bizi seveni candan severiz başımıza taç edip önünde diz çökeriz ama tertemizdir bizim kalbimiz anladınmı sosyete güzeli

ey sosyete güselı ben senın ellerıne oje dudagına boya gözüne sürme ayagına konvers gıydırıpte dolastıramam meslegımı soracak olursan alsancakta kapıcı tepecıkte bulasıkcı kordonda garson servette komı eğitim durumumu soracak olursan yalanım yok ılkokulun içinden ortaokulun kapısından ünüversteyi görmüşlügüm var..


bu sektörün tanrısı şu vidyo herhalde:

görmez olsun | izlesene.com


Küfür

örnek 1: aslında küfürsüz, küfür bu değildir, yanlış küfür :(




-----------------------------------------------------------------------





örnek 2: 4:30'dan sonra...

küfür budur, bu doğru küfür :)


sonuç: küfür ederken yalnızca kelimeleri telaffuz ederek başarı sağlanılmaz. kolejli ses tonuyla edilen küfür, küfür değildir.

seviyeli paylaşımlar hepinize iyi günler diler :)

big bang teori dizisi komik mi ?


Komik mi ? Harbi ben hiç çok gülemedim bu diziye . Geceleri uykum kaçınca tekrar bölümlerini görüp her seferinde bir şans veriyorum ama sonuç hep hüsran tebessümle izliyorum sadece.. Tebessüm için 20 dakika ayıramam ki ben .. atv de yahşi cazibe var o daha güzel bence onu izleyin arkadaşlar ..

aziz nesin vs mustafa kemal atatürk vs recep tayyip erdoğan vs seviyeli paylaşımlar

gerçi gündemi soğudu şu tartışmaların lakin aziz nesin'in türk insanının yüzde 60'ı salaktır sözüyle recep bey karşıtları bol bol göndermeler yaptılar atatürk'ün zeki dediği türk milletine. politikatan bağımsız olarak aslında katılıyorum aziz nesin'e yüzde 60 ımız salak bildiğin hatta baya baya yüzde 90'ı falan akıllı değil. böyle gördüğüm geçirdiğim kadarıyla gerçekten çok salak insan var. kendimi üstün görmek değil ama aklı başında insan azınlık gibime geliyor. insanların böyle aklı az düşünemiyor anlamıyor falan ne biliyim.



arka plandaaa uuuu she's a little runaway daddy's girl learned fast all those things he couldn't say uuuuuuuuuuuuu she's a little runaway

1 sene

1 sene önce efkanla akıl ettik bu blogu açtık. düşündüklerimizin yarısından fazlasını yapamadık. ama bu blogu çok seviyorum. bizim olduğu için değil ya gerçekten çok güzel bir blog burası. bir blog gibi değil daha değişik birşey ne bileyim..

1 sene de ne oldu ???

Blogu açtıkdan kısa bir süre sonra yiğit de aramıza katıldı . daha sonrasında özgür de bizimle oldu. bu arkadaşlar aslında en baştan bizimle olucaklardı ama "dolap" yetenekleri sayesinde arada bu insanlar çok iyi ortadan kaybolurlar bulabilene aşk olsun.

Yeri geldi hikayeler yazdık, yeri kaldı ergenlere kızdık, yeri geldi israile sövdük. bazen haklı bazen haksızdık.. şuan gerçekten saçmalıyorum lan kestim tamam..

dost bloglara, bizi takip eden insanlara teşekkürler..bizi izlemeye devam edin.

reloaded

okulla ilgili sıkıntılarım var. belki de ben kendime sıkıntı yapıyorumdur bilmiyorum. he eleştirecek, kızacak bir olay olmuyor bu dönem de yazı yazamadım pek onun için . hala da sıkıntım yok o yüzden yazımın konusu bu dönemler deli gibi oynadığım bir oyun hakkında olacak : LEFT 4 DEAD 2




Oyunun birincisini de oynuyordum ben ama tek başıma oynadığımdan fazla bir takım ruhu oluşturamıyordum sanal oyuncularla . He oyunu bilmeyenler için tek başınıza oynayacaksanız eğer diğer 3 karakteri pc oynatıyor. Bu gerçi baya işinize yarıyor . Garibanlar size çok yardım ediyorlar çünkü. Sağlık çantalarını bile sizin için feda ediyorlar. Siz ise oyun gereği onları geride bırakıp "rescue" noktasına kaçıyorsunuz. Onlar gelirlerse geliyorlar gelmiyorlarsa finalde "in memory" olarak zihinlerde yerlerini alıyorlar ..

Neyse işte ben tek başıma oynuyordum yine oyunu özgür de yanımda abidik gubidik bir oyun oynuyordu. Sonra bir de baktım benim oyuna girmiş. Ama o zamanlar cahiliz tabi oyunu beraber oynamayı bilmiyoruz. Farklı farklı yerlerde oynuyoruz işte . Neyse ramazan olduğundan iftara çıktık sonra yemek yedik falan ama aklımızda oyun var. Yine oyuna gittik "abilere" sorduk "şöle şöle" diye anlattılar. "atrium" bölümüne başladık . Bölümde 13 adet gaz bidonu var bunları toplamamız gerekiyor.

Deneme 1 : "napıcaz şimdi sanırım bunları toplıcaz" diyerek başladık. Dilli zombi,AYUCUK ve diğer garip varlıklar bizi haşat etti..çift haneli sayılara ulaşamadan iptal olduk.. deneme 1 başarısız..

Deneme 2 , deneme 3 diye yazmama gerek var mı bilmiyorum yine başarısız olduk. Yerlerde zombilere yem olduk.. Sonrasın telefon geldi Efkan aradı bende geliyorum dedi..

Neyse Efkan geldi.. yemek yedi. Oyunun heyecanı hala Özgür ile benim içimde ama . Birbirimize "reloaded" diyerek şakalaşıyoruz falan. Efkan'a oyunu anlattık . Biraz isteksiz olsa da "tamam" dedi.. ve görev yeniden başladı.

Bu sefer durum daha kötüydü. 3 kişi normal 1 pc olarak daha başarısızdık. Beraber aynı yerde aynı zamanda olamıyorduk zaten.. Geçemedik ve pes ettik.

Sonraki günlerde özgürle denedik ve başarılı olduk. Oyunun prensibi belliydi; hızlı ol ve beraber kal. Bu prensiple oyunda bütün finalleri geçtik. Aslında direk finaller açılınca geçiliyor. Enerji olarak daha bir avantajın oluyor çünkü bir önceki bölümden hırpalanmadığın için.

Öneri : oyunu herkes sevecek diye bir kaide yok. Bizim gökhan sevmedi mesela . "Call of Duty daha güzel" dedi. COD da güzel evet aslında ama bu oyunda bir "survivor" mücadelesi var. hayatta kalmaya çalıyoruz.. Neyse oyunu FPS sevenler oynasın bir denesin. Gerçi denemişsinizdir. He oyunda bol bol hap,adrenalin iğnesi,dinamit alın.. Sonra tekli yerine kılıç yada PALAyı tercih edin. Yakınınıza gelen zombileri daha kolay halledersiniz . AYU dediğimiz büyük yaratığın uzağında durun. Çok zor ölür :( ..

iyi eğlenceler şimdiden..

REEELOAADEDD!!!!

4 kişi bulup bir parti yapabiliriz..

Bir gece masalı















Cehennemden gelenler için
7 gibi mesai
cuma geceleri anlatılır
kediden kadın hikayesi

eski köyün birinde
nursuz karı-koca
her sene bir bebek doğar
karakedi avluda
ertesi gün çocuk yok
kıpkırmızı kundakta

sonra dayanamamış adam
demiş: "dayanamıyorum!"
çok dualar etmişler ama
hepsi ölmüş bir günde

sonra dayanamamış kadın
demiş: "dayanamıyorum!"
adam sormuş: "noldu?"
demiş: "anneme gidiyorum"

adam demiş: "son bir şans..."
beklemişler bir sene
çok zaman geçmeden
kadın yine hamile

çocuk büyürken içerde
adam çok düşüncede
sonra vakit gelmiş
çığlıklarla gene

ama yine avluda
usul usul tırnak sesi
dikili 2 göz ve
yine o karakedi
çok zaman geçmeden
gece geri geldi

Çocuk beşikte yatarken
adam eşikte nöbette
lakin çok geçmemiş
adamın içi geçmiş
sonra tiz bir ses
kulağına gelmiş

Gözünü birden açınca
koşmuş bebeğin başına
kaçarken yakalamış
pis suratlı cadıyı

adam sormuş: "sen kimsin?
demiş: "adım Al"
adam şaşkın şaşkın:
"burada ne işin var?"

uzatmış pis elini
bebeğin göğsüne
sokmuş sonra içeri:
mırıldanmış hafifçe:
"ah bu çocuğun kalbi..."

adam birden irkilip
tam kafasını keserken
cadı buna yalvarmış:
"eğer beni salarsan..."

adam biraz düşünmüş ama
"...70 yıl sana gelmem"
ne de 7 sülalene
yoksa lanetim gitmez
açılsan karadenizlere"

adam bakmış çaresiz
"git" demiş cadıya
cadı, kedi olmuş birden
sıçramış çatıya

son bir kez mırrlamış
beyaz yüzlü adama

sonra çişim gelirdi
oysa uyku çok tatlı
Al'dan hep korkardım
bir gece gelir diye

en güvenli yer orda
babaanemin göğsünde
ama çok geçmeden
Al olurdu babaanem
belki de çiş yapmadım diye

"ölümsüzlük" der herkes ama
o daha korkunç değil mi?
gene tercih muhabbetleri:
uyku mu? çiş mi?

burası da kendime:
"lan yat uyu artık!,
mesanesine toplu iğne soktuğumun zombisieee"


resim: ibrahim balaban
şiyir: kendim & anonim ortaklığı
beste: soner sarıkabadayı

SP sigarayı bırakmanızda size yardımcı olabilir





Gülümseten Adsl

abi bok yedik smile adsl'in fifti fifti kampanyasına dahil olduk. tabi ' modem kurmayı biz yapıyoruz ' yalanına kanarak bekledim ama kurmadılar. Kurum için teknik servisi otuz milyon karşılığında yapacağını söylediler. Yaklaşık bi on beş telefon görüşmesinden sonra şu an galaksimden yani bakkalımdan bildirir hale getirdim neti. Tabi şöyle bi sorun var ki kredi kartı çekimlerinde internet bağlantısı gidiyor. Bunu yarın çözebileceğimi düşünüyorum ama sadece düşünmek ile kalacağım galiba. Çünkü kredi kartları falan filan derken bir sürü kablo içinde çıkmaza düştüm. Amk şu dünyada takınca çalışacak bi teknolojiyi kim icat edecek ya ? Bıktım ethernet kablosundan da diğer türlü kablolardan da. Neyse her gün şimdi yazacağım şu kadar peynir şu kadar zeytin sattım diye. Şimdilik hayırlı adsller.
Para sorun değil ya. O kolay.

bir soru bir cevap


ALAMANYA'da bazı özel geceler oluyor cineMEN ve cineLady diye . Cinemen de Resident Evil olurken Cinelady de eat,pray,love oynuyor mesela.. Aynı sistemi ülkemize getirirsek ne olur ?

a ) Erkekler cineMen olayına takılmazlar. Erkek erkeğe film izlenmez.

b ) Sinemaların önünde "türkiye iran oldu" "siz evetçiler şimdi memnun musunuz?" gibisinden protestolar olur .

c ) Gişe rekorları kırılır.

d ) c şıkkı olmaz ama a ile b şıkkı olur.

e ) hepsi


cevabı doğru bilene akşam yemeği..

final

2 senedir sağlam bi final izleyemiyoruz kendi takımlarımızın. en son galatasaray bayan basket takımın maçını hatırlıyorum başka da olmadı tv de gösterilen herhalde.. hadi bakalım akşam neler olacak..

yeşil boğazlı sweat (bir doğum günü yazısıdır)


10 yaşların da falanım. okuldan nefret ediyordum. o yüzden okulun beraberinde bana getirmiş olduğu ; öğretmen , okul arkadaşı ve çeşitli velileri de pek sevmiyordum. şimdi düşündüm de 8 yıl nasıl geçmiş be cehennem gibi. neyse onlar bizi seviyolar mıydı tam bilemicem ama seviyolardı sanırım annemle iyi geçinirlerdi.. aslında normal olarak gerçekten iyi insanlardı onlarda ama ben çocuk aklımla hiç sevmiyordum onları.neyse doğum günüm olmuştu bi kere hep beraber bizim evde toplandıydık. bana 4-5 veli toplanıp yeşil boğazlı bi sweat(kötü bi giyecek) almışlardı.. bide çocuklarının aldıkları notlardan falan bahsetmişlerdi sanırım.. benim notlarım iyi değildi pek..aslında iyi di de onlar 100 almışsa ben 70 almışımdır muhtemelen.. o yüzden o gecenin sonunda evde çatışma çıkmıştı.o aldığım tek hediye ve gece çatışması yüzünden ne doğum günü kutlamalarını ne de okul aile birliğini sevebildim..diyeceğim bu kadar..

bugün benim doğum günüm bi de.

Superman On Sıkıntı | İyki doğdum.


Saat 15.00'i geçmişti ki can sıkıntısı ile babamı aradım.
' baba ya erken gelsene ben gezmeye gideyim az hem bugün doğum günüm ' falan dedim. Bi sıkılma ve hayıflanma ile beraber tam olarak hatırlamadığım ama içeriği ' peki evladım ' olan kelimeler kombinasyonu kurdu.
Erken gelişi saat 20.30'a denk gelmişti ki, ( babamın maarif takvimli zaman dilimine göre bu 5 buçukluk saat gayet erken gelişlerden birisidir. ) babam çıkageldi. Elinde tuttuğu bir avuç fındığın yarısını avucuma sıkıştırarak ' al lan doğum günü hediyen pezevenk seni ' dedi. Espri anlayışı yer yer komik olmakla beraber, yer yer can sıkıcı oluyordu. Aldım fındıkları bi heves ile ağzıma attım hepsini. ' Saoğol buba ' diyerekten göztepe köprüsüne yürüyene kadar yedim bitirdim.
Telefonu çıkardım new message gelmiş mi diye baktım ama ne gelen ne giden vardı. Bi kaç kıza boş mesaj gönderdim kimse geri dönmedi. Dağhan'a boş mesaj göndereyim belki o döner dedim, dağhan hemen geri döndü korktum telefonu kapattım. Durakta biraz kız kestikten sonra normalde işin olsa hiç gelmeyen ama işin olmadığı zaman büyük bi vakurlukla ' insan taşıyoruz lan biz ' diye geçen 11T'yi gördüm. ( 11T kayışdağı dörtyol sakinleri için bulunmaz bir nimettir. 319'un 45 dakikada kat ettiği mesafeyi, 15 dakikada bitirir ) Eve gitmek istemediğimden binmedim. Bi onbeş dakika daha bekledim yapacak bi iş olmadığından eve gideyim dedim. 319'a bindim. Otobüste annemi aradım ' Anne nerdesin' dedim. Kadıköyde olduğunu şu an arkadaşı ile oturduğunu anahtarı komşulara bırakamadığını söyledi. Sinir sisteminde bazı sistemsizliklerin olduğu dakikaya tekabül eden bi eve nasıl gireceğim sorgulaması yaşadım. Balkondan girmeye karar verdim.
Arka balkonun camı açıksa sık sık oradan eve girerim sevgili okur. Hatta sık sık komşuların 'evladım hırsıza yol gösterme bak gün gelir hırsız girer eve mahvolursunuz valla' diyişlerine şahit olurum. O gün doğum günü olduğumdan mı bilmem şansıma cam açıktı. Hırsıza yol göstermemek için kimsenin bakmadığından emin olduğum bi an, iki metrelik yüksekliği tırmandım. Ama yine şansıma sıçayım ki balkonun odama açılan kapısı kapalıydı. Mahalleden tilki murat'ın pimapen kapıları açma taktiğini bildiğimden kapıyı açabilirim diye düşündüm. Biraz zorladım morladım derken cam çatladı. Daha da açayım derken cam iyice kırıldı. Hazır kırılmışken biraz daha kırayım dedim açılan açıktan elim ile kapının kolunu döndürdüm. İçeri girmiştim ama cam kırıklarını temizlemeliydim hemen ve farketmeyecekleri gibi örtmeliydim her yeri. O günün akşamı kimse fark etmedi. İşte doğum günü kutladık falan. Babam hayvanlara olan sınırsız ilgisinden bahsetti bir süre. Sonra şu parayı al ben yarın erken işe gidicem bankaya yatırırsın diye bi sekizyüzlira verdi. İşte gece dört buçuk gibi uyudum. 12 gibi uyandım.
Babam ile annem sabah erkenden işe gitmişler. Kardeşim arkadaşı ile buluşmaya gitmiş falan. Bi el yüzümü yıkadım çapakları temizledim ettim. Babam aradı 'halı yıkamacı halıları getirmiş eşşoleşşek iki saattir kapıya basmış sonra gitmiş niye açmadın ! ' dedi. Sonra ' Parayı yatırmaya git gelince de halıcıya uğra halıları al eve götürün ' dedi. Tamam dedim doğal olarak.
Sanırım gece gösterdiğim yoldan hiç şaşmayan bi hırsız abi girmiş eve. Parayı ve mp3'ümü bulamıyorum. Kara kara düşünüyorum otuz dakikadır. Allahım ben nasıl bi bok yedim diye. Şimdi anama babama ne diyeceğim ben ya, rızkımızı elin haramisine kaptırdığım yetmiyormuş gibi süper ses sistemli creativeZen'imi ve senheiser kulaklığımı da ( 179TL) bonus olarak verdim. Dışarı çıkıp umarsızca dolaşmak millenium'un ve çağdaş yaşamın getirdiği tüm dertlerden uzaklaşmak en iyisi sanırım. Gece eve dönmem diye düşündüm ama elbet bi gün eve döneceğim. Sanırım ben eve geri döndüğümde süpriz bi doğum günü partisi beni bekliyor olacak. İyki doğdum.

Eylül ile gelen.

İki yıldır myspaceden bi tepki gelir umudu ile çöreklenmiş kalmışım aynı siteye ama mezarturizm sayesinde soundcloud'u keşfetmem simge sayesinde formspring'i keşfetmem ile neredeyse aynı zamana denk geldi. Eylül'ün başına yani.
Eylül millete hüzün, mutsuzlukluk, trajedi, hafif yaprak dökümü edası getirir bana iki yeni account getirdi.
Hadi bakalım.
Paylaşım ola diye linkleri veriyorum ha zira bilirsiniz ki bana soru sormak sizi çok heyecanlandıracaktır.
arkaplan'a da googledan 'vector+çıplak adam' olarak arattığım ve çıkan sonuçlarına bandığım fotoyu koydum. İlk tepkiyi iki yıldır bi selam vermekten aciz olan pelinden aldım. Demek ki cool bi kullanıcı olma yolunda ilk adımlarımı atmışım.
ki bence şu mini istatiksel tablo işlerin gayet iyi gittiğinin kanıtı.
Plays210466
Comments11
Favoritings44
Downloads719
Profile Views40 68




bizim ülke

Türkiye İstanbul Kartal . burda yaşıyorum. buradaki yeni düzen şöyle..inançlı insanlar AKP'ci , gerici vb kötü huylara sahip insanlar olarak görülür.. Bunlar ramazanda oruç tuttukları için iyice dellensinler diye daha fazla alkol,sigara tüketimi yapar diğer insanlar. sonra mesela bir yerden bu konu hakkında birşey söylendiğinde "oruç tutuyorsun oruç tutmayana saygı göstericeksin dostum ;)" denilir..

ebe ibine sen bize saygı gösteriyo musun?.. 1 aycık lan çok kısa bi süre.. içme yada içiyosan da evde iç ne biliyim.. yap işte bişeyler iyi ol biraz lan.. evet "evet" vericez biz, birazcık da gericiyiz napalım. bu kadar mı sevmiyosun bizi .. 1 ay çatalını gösterme ne olucak ?

bu durum anadolu'nun çeşitleri illerinde sorunlar çıkarmış zaten..baya bir dayak yiyen var..

"Ve âlemlerin Rabbi olan Allah dilemedikçe, siz dileyemezsiniz!"




polis i tekrar izledim de bu çok fena lan. çok güzel bu. yani hakkaten mal oluyo bazı arkadaşlar. anlamıyorum bi dine inanmasan bile böyle şeyleri görmen lazım. kutsallığına inanmasa bile bundan etkilenmeyen insanın harbi sığır olması lazım. "öyle öyle kandırıyollar işte insanları mıy mıy" yapmaya gerek yok işte. elalemin kadınlar insan mı diye toplantı yaptığı bi çağda, çölün ortasında saçma sapan işler yapan insanlara yepyeni bi dünya vermiş, üstelik böyle cümlelerle gelen bi insan ne olursa olsun büyük bi insandır.

üstelik sadece ses ahengi değil bi de şu cümlelere bakınca piuuvv ne güzel anlatmış. "hal böyle iken nereye gidiyorsunuz?" mesela bana hep o dönemi hatırlatıyo çocukken hayal kuruyodum. aynı alak suresi de öyle hem mana olarak hem de okunuş açısından insanı çok etkiliyo.

ilkokulda zorunlu din dersi olayı iyidir-kötüdür fikrim yok ama önce bunu dinletselerdi mesela çocuklar daha çok şiir severdi bence. ya da "iran olacağız" hikayesi yerine New World Order dan, Büyük Ortadoğu Projesi nden, Yeni Kamu Yönetimi Anlayışı ndan önce farsların devlet yönetimi anlayışı konusunda dünyadaki en ileri kültür olduğunu öğretselerdi mesela. ondan sonra öğrenseydik biz "gerçekler"i, kafamız daha rahat olurdu bence. doğunun iyi yanlarını da pek alamamışız biz.

bi de bu okuyan abi genelde bazı radyolarda çıkıyo bazı geceler dinlerken uyuyakalmak güzel oluyo. neyse bi de yanlış olmasın şiir kitabı gibi düşünmüyorum elbette. mübarek aydayız, bu ayın hürmeti de kur an dan gelir, oruç onu kutlama şeysi malum. hani ona mahsuben hatırlatalım dedim.

yeniçeri çizgi romanı


janissary yani yeniçeri DC comics'in JLA (justice league of america) dizisindeki bir konuk oyuncu gibi.. ama bizimkilerin çizdiği gibi çernobil faciasından etkilenerek ortaya çıkmıyor. daha güzel bir hikayesi var.. ben okudum beğendim . bazı laflar çok komik geldi "selamun aleyküm ben harika kadın" mesela . ama bize saygılı yaklaşmaları gerçekten hoşuma gitti.. tanrıca karakteri camiiye girerken kapanıyor falan.. neyse okumak isteyenler için altta linki verdim. güzel bir hikayesi var. 2 bölümden oluşuyor. 2. bölümde ise kanuni sultan süleyman var..



http://rapidshare.com/files/132426751/Yeni_eri.rar.html

rap ortamı salata tabağı

Relax Connection by Betufonq Pia

blog yazarlarımızdan piyagalaksidenbildiriyor yepyeni RAP kayıtı ile kulaklarımızı düğün salonuna çeviriyor..

rapp ortamıı salataaa taabaaaa

futbolseverlerin haşmet babaoğlulaşması'na ek

futbol sevgiyle alakalı bişey değil ki lan. ya da şöyle söyliyim sevgi aslında böyle bahsedildiği gibi gelmiyo bana. böyle ramiz dayı muhabbetleri gibi filan anlatıyolar. bence sevgi, gayet şiddet içeren bişey. burdaki "şiddet" kelimesinden kastım, öyle yüceltmeyle alakalı değil hatta genelde küçük düşürücü bişey denebilir. ayrıca gayet de "bişeyi seçiyorum" manasına gelen bişey. "güzel olduğundan sevmek" değil de "sevdiğimizden güzel geliyo" gibi diyeyim. ya da her ikisi de etkili ama ikincisi daha etkili bişey bence sevgi açısından bakınca. neyse işte böyle düşünmeyip çok romantizm yapılınca bana anlamsız geliyo. futbol ne diye sorsa biri bana hafif gülümseyip nefesimi dışarı vererek konuşmaya başlamam herhalde. fifanın el kitabını veririm aha kurallar böyle böyle diye. yoksa anlam yüklüyoruz ama bunu cümleyle aktarınca gereksiz oluyo. aynını ben de yapmış gibi oldum şimdi neyse ama benim derdim sevgi kısmıyla alakalı.

mesela ali ece gibi adamlar daha çok seviliyo artık. mesele futbol bilgisi, yorumu değil ama öyle bi dünya da yok işte lan. ne o ya.

neyse piknik tipe gelince maça ailesiyle gelenler var. bi yandan çekirdek yiyo, bi yandan hanımını güvene alıyo, bi yandan ufak uşakları göz önünden ayırmamaya çalışıyo, bi yandan başını sıcaktan korumak için gasteden külah yapıyo sonra diğer aile üyeleri görüyo, ailecek origamiye giriliyo, sonra bi gülüşmeler derken bunlar çok güzel şeyler. tellere tırmanmış, eli meşaleli, ağzı gözü sarılı, yarıcıblak capo'lardan daha etkileyici.

bi de bireysel olarak gelenler var. bırak futbolu, sporun herhangi bi dalıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan insanları görünce çok iyi oluyorum, hamamda gördüğüm kamyoncular gibi oluyo, kendimi yalnız hissetmiyorum.

ama en güzeli sezon sonunda takım bütün kulvardan kopunca tellerin arkasında sinir krizi geçirip kameralara kombinesini sallayan adamlar. ama bunlar artık büyük takımlardan ziyade 2. lig taraftarına özgü şeyler. onun da bokunu çıkarıp romantik işlere girememek lazım.
ayrıyeten eve dönünce uzun bi aradan sonra orduspor maçlarına gidicem ve aynı:

@2 sevgilinin kavuşma anı gibidir futbol :-)

bu ne amk..

futbolseverlerin haşmet babaoğlulaşması


Haşmet Babaoğlu'nu sevebiliriz aslında . Ben okumuyorum pek kendisini . 90 dakika programından uslubunu hatırlıyorum ama . böyle benzetmeler yapıyor muydu pek anımsamadım şimdi ama , yapsa yadırgamam herhalde ..

böyle romantik şeylerin futbolla ilişkilendirilmesini ben sevmiyorum pek lan :) kartalspor maçında çekirdeğin çöpü ağzına sıkışmışken kaçan pozisyona "oynayacaan topu sikmm" diye tepki gösterirken çekirdek çöpünü ağzından fırlatan piknik tipi adamları ben daha çok seviyorum.. televizyon da maç izlerken pozisyon esnasında tekme sallayan(şut çekercesine) adamları ya da ..

üstteki jo manchester'da yedek tweeti de araya karışmış...alemci futbolcu istemiyoruz !