güneşli bir derbi günüydü


Geçen sene gitmiştim kadıköy'e . Bu sene de gidecektim kafaya koydum yani. Yiğit'e de söyledim "param yok maram yok" dedi ama bir şekilde bulduk buluşturduk bileti almak için sabah 6.30'da Ali Sami Yen'deydik. Okuldan arkadaşım Ozan'da geldi. Neyse sıraya girdik , önlere kaynadık falan ama polis geldi ve bizi otoparkın oraya yolladı. Sonra yine çeşitli çileler, bilmediğimiz bir listeden adamlar çağırılıp içeri alındı polisler tarafından. Sonra bizde bir liste yaptık ama o liste hiçbir zaman okunmadı tabi . Liste olayı bitti sırayla alıncaz falan ama sıraya girmemiz de lazım tabi. Polis bir güzel saldırı gerçekleştirdi bize. Bu kargaşa da en önde buldum kendimi. Bizim Yiğit ile Ozan giremediler falan. Yiğit dümenden "gidiyorum ben" dedi. Polise "abi ufacık çocuk yanıma gelsin ya" desem de inanmadılar. Zaten Yiğit'in sakalları falan vardı nereye ufak çocuk ak.. Neyse 10 da satışa çıkan biletleri ben 12'de Yiğit'de 13.00'da aldı. mutluyduk

Sonraki günlerde haberler geldi 300 liraya alıcı var gibisinden ama satmadık biletlerimizi. Yiğit nerdeyse satıyordu ama ...

Maç günü geldi Enis,Evren,Yiğit ve Ozan beraberdik işte. Gülüp eğleniyorduk..Maç hakkında az konuşmaya çalışıyorduk. Pek umudumuz yoktu çünkü. Neyse haber geldi kapılar açılmıştı. Taksilere binme vaktiydi. Beklediğimiz bir arkadaşımız daha vardı : CAN . Yanımda Yiğit benle geleceği için ve ilk derbisi olduğundan biraz tedirgin olduğundan "kalabalıkla gidelim" diye baskı yaptı . Can'ın da daha evden yeni çıktığını öğrenince gitmek zorunda kaldık. Biraz ayıp oldu ama yapabileceğim yoktu büyük baskı altında bir karar vermek zorundaydım.. 4 kişi bir taksiye binerken Yiğit bana "bizim grup biraz sönük kalmadı mı?" dedi . Biraz güldük ama Yiğit'in gözünden hafif bir tırsmalar görüyordum ben. "Bırak stadın orayı yolda bile fenerli görmeyiz, görsek de biz daha sağlamız" dedim . Rahatladı mı bilmiyorum ama stadın oraya geldiğimizde yüzü baya gülüyordu. ÇOK SAĞLAMDIK!

Ufaktan sıkış kıkış bir sıradan sonra içerdeydik. Söylediğimiz gibi GELMİŞTİK! Zaman hızlı geçmişti.. Futbolcular sahaya geldi . Dimdikdiler. Yiğit o an bana söyledi "YENECEZ ULAN YENECEZ!" . Ben hala çekinceliydim ama içime bir güven gelmişti. Isınma hareketleri ve futbolcular içeri girdi.. Zaman yaklaşıyor..

İstiklal Marşı. Yer seçimi . MAÇ BAŞLADI! Oyunun hakimi GALATASARAY. Ama önceki maçları da hatırlıyoruz. Galatasaray iyi başlar ilk 10 dakika dolmadan garip bir gol yeriz. İçimden "birazdan neill'ın kaval kemiğine bir top çarpar sekerek köşeden girer" diye düşünürken çılgın forvetimiz PİNO Volkan'ı geçip boş ağlara topu yuvarlarken defans topu çıkarıyordu. "HAYDİ HAYDİ HAYDİ ALLAH AŞKINA!!!" kadıköy suskun..

45 dakika bitti.. Herkes birbirine bakıyordu . Umudumuzun olmadığı takım hagi'nin verdiği gazla mı ? yoksa başka birşeyle mi bilemediyoruz çok iyi oynuyordu . Özlediğimiz CİMBOM sahadaydı resmen .

2. yarı başladı maç ortada gibiyken çok garip bir pozisyon oldu. Top kalemize doğru giderken çıkardık topu fakat Aykut'a çarptı. Çok şanssız bir gol yiyebilirdik. Allah korudu. O pozisyon gol olsaydı zaten umudum kalmayacaktı artık.. Neyse son 10 dakkaya gelirdik sürekli bağıran bizim dermanımız kalmamıştı. Kadıköy de ki tılsımı bozuyorduk çünkü. 10 dakika kalmıştı. Oyunun kontrolü de bizdeydi. Bizim gerginliğimizi oyuncularımız alıyordu resmen güzel oyunlarıyla. Güzel oyunları fb stadındaki anonsçuyu bile gaza getirdi "HAYDİ FENER HAYDİ FENER HAYDİ :( " . 3 dakika uzatma !!! EMRE ÇOLAK! SABRİ ! PİNO ! 3 şut. hepsini kaleci çıkardı.. Herkes demirleri yumrukluyor.. "Galip gelebilirdik" diyor. Kimse beraberlikten memnun değil. Ama kısa bir süre sonra anlıyoruz ki . Dejavuculara, 7-0 cılara , tılsımcılara , büyücülere karşı galip gelmiştik aslında . Ve birileri istedi diye aslanlar ölmemişti. Küllerinden yeniden doğmuştu..

Neyse maç sonunda oyuncular geldi birbirimizi alkışladık. Onlar güzel oyunlarıyla bunu hak ediyordu zaten. Ardından anonscu kardeşimiz fener marşları çalmaya başladı. Cevap bizden gecikmedi " o.ç ciguliyi çalsana".. Sonradan beşiktaşın da biraz kulağı çınlatıldı ve dışarı çıkıldı. Ortam çok güzeldi. Her yer sarı kırmızı.. Anadolu yakası trene , Avrupa yakası metrobüse.. Güzel bir derbi günü de böyle bitti..

yenebilirdik.

iç dünyam





iç dünyamı özetleyen bir şarkıdır bu .. sipsi ve bendir ile dinleyiniz..

ilkokulda öğretirlerdi bu türküyü. nedense süt içilen yeri beyaz bir mutfak olarak hayal ederdim ben. "süt içtim dilim yandı amanın amanın bahçemde gülüm yandı" bu bölüm bazı yerlerde "bahçemde gülüm soldu" olarak geçer.. bunu biz okulda tartışmıştık baya hocayla falan. 2. sınıftayız işte o zaman daha nasıl tartışıyorsak hoca ne derse "hee" diyoruz.. yok efendim güle süt dökülünce yanmazmış falanmış filanmış. anasını satayım ders zili çaldı hala biz sütü çiçeği konuşuyoruz.anonim eser işte yazmış bitmiş daha ne tartışıyoruz ki bu konuyu ? beden derslerinde de matematik yaptırırdı zaten hoca . matematiğe o zamandan beri gıcığım..

bahçemde gülüm soldu kız sana hayranım (gülüm yandı ak yandı yandı yandıı ne soldusu)


not : uzun zamandır yazamıyorum. yakında daha sağlam geleceğim. dolap yiğitle derbi günümüzü anlatıcam falan..

ulan gaaassaray

Enis İNAN:
 ha bana soracak olursan
 coach özyer gelsin
 takımın başına
Yiğit:
 :D :D
Enis İNAN:
 en azından
 sistem değişmez
 tek forvet oynuyoruz
Yiğit:
 :D:D
Enis İNAN:
 adama bilindik sistem
Yiğit:
    D:  D   
Enis İNAN:
 pivot gibi bişey
Yiğit:
 süper lan basket koçu gelse
Enis İNAN:
 topu indir falan der
 smaç vursun falan der
Yiğit:

 baros elle oynamya alışık zaten
 harbi bişi değişmez lan
Enis İNAN:
 bugün mesela kaleciye ilk yarı foul yaptı ya
 böle
 vücudunu koydu
 kaleci çıkamasın diye
 baskette var o mesela
 ve faul değil o
 yani kısaca
 bizim takım şu an
 futboldan çok basket oynuyoü
Yiğit:
   
 servet gökhan zan
 var geride
 onları biraz daha ileriye alır
 işte
 kewell iyi basket oynuyomuş
 pino iverson gibi zaten
   D:
Enis İNAN:
 aynen ak
 zaten 11 kişi çıktığımıza bakma sahaya
 koşan 5 kişi var
 geri kalan 6 kişi baskette yedekte bekleyen 6 kişiden daha az hareket ediyo
 baskette bençte oturanlar en azından
 3lük falan olunca
 havlu sallıyolar
 bizimkiler onu bile yapmıyo anasını satıyim ya
Yiğit:
 ufuk servet gökhan pino bide fatih solak ı alırız
 tamam işte
Enis İNAN:
 ulan gaaassay
 ne hale soktun lan bizi
 aşhuaşshudşuha  

Türk futbolundaki mantıksızlıklar vol bilmemkaç

sezon başından beri ikisi 11 beşi sonradan olmak üzere sadece 7 maç oynayıp 0 gol 0 asist yapan bir oyuncunun milli takımın en üst düzey maçında 11'de oynayıp hiç bir varlık gösterememesinin ardından hemen sonraki milli maçta 11'de oynamasının dünyanın hiç bir yerinde hiç bir şekilde mantıklı bir izahı yoktur. sizin yapacağınız lobiyi sikiyim iğrenç ibneler.

tv'den notlar

anahaberde soğan'ın yararları, magazinde yeni albümü çıkan popçunun şarkısına havuz başında o anda klip çekilmesi, serhat ulueren'in spor dünyasındaki şok gelişmeleri falan. gerçekten ilk defa duyuyoruz böyle şeyleri.

Feysbuk oyunu


biz de erkekler olarak prostat kanserine tikkat çekmek içün ne tarafa yatırdığımızı yazsak ya la?
"sağa.." ya da"sola.." gibi.

İstanbul için yemek rehberi: morgül büfe


(* fotoğraf temsilidir)


aslında adını unuttum. morgül büfe olabilir. isminden emin değilim ama mecidiyeköyde emniyet müdürlüğü binasına gelmeden mavi dekorasyonlu (mor da olabilir adı morgül olan bi yer niye mavi olsun doğrusu benim renk şeyi zayıf, gerçi adı morgül de olmayabilir aman ya neyse)
bi büfe tavanı filan büyük yani mekan büyük gibi ama sade böyle. işte orası.
oranın döneri şahane. zaten döner tezgahına bakınca anlarsınız. böyle biber domates filan da dizmişler ve eti de çok güzel. bi nevi sebzeli döner yani. sahibi muhtemelen karadenizli bi abimiz. zaten duvarlardaki yayla resimlerinden anlaşılıyo. oralar aslında iskandinav yaylaları ama olsun uzungöl resmi koyunca kaynıyo onlar. neyse ama cidden istanbulda yediğim en güzel döner ordaydı. belki damak tadıma uyuyo diye dedim ama döner bu yani bizim memleketten et getiriyo olamaz. şişe domates biber takıyo diye de sırf o kadar güzel olamaz. ama bu öyle hafife alınacak bir değişiklik değil bana göre.

benim damak şeysinde o ince bi olay. örneğin soğuk sandviçler için farketmez ama sıcak şeylerin yanına garnitür ekliyosanız tadı karışması lazım biraz. marul filan önemli değil direk konur bişey olmaz öyle ama adam döner koyuyo misal yanına böyle yanda kesilmiş biber domates filan koyuyo. öyle olmaz o iş. en azından şöyle bi ete değdir bi közle bişey yap yani. çok çiğ duruyo domatesin suyu değil de domatesi yıkarken üstünde kalan su böyle ağzıma geliyo ısırınca hiç hoşlanmadığım şeyler bunlar. az bi ruh katın. kafa çalıştırın. soul kitchen bro.
bi de biber ekmek arası şeyler için bence çok önemli bi enstruman . köftede ve döner de biber olmazsa olmaz. bence tadları çok yakışıyo etlen.
ama esnafımız yakar diye kaçıyo biberden hem de masraf olarak görüyo. yakmaz efendim közleyin ekleyin arasına nedir yani 3-5 kiloyla da tükkan batmaz.

burası da (adı neydi yaa :/ ) temiz düzgün bi yer işte arada gidip yiyin. ben de ablamlar taşınmazdan evvel uğrardım sık sık. aklıma geldi bugün. neyse geçerken uğrayın bi yarım yiyin benden de selam söyleyin. tanımaz ama söyleyin siz.
resmini de çekip yollayın bu gönderiye ekliyim.

parti müzüğü



bence böyle olmalı
bas olayı işte bak dediğim gibi
bi de şöyle eskilerden 2 bayan vardı

Kontrabas

davul en karizmatik enstruman diye bilinir. belki şöyle tama rockstar filan güzel şeyler bunlar. bi ara ben de gittim uğraştım bagetle gezdim filan güzel sanatlarda bi hoca vardı buzuki orhanla filan çalıyodu ondan ders aldım mektepli yani eğitiminden de anlıyodu baya da kolay geliyodu. bana da diyodu sen baya iyisin çok çabuk öğreniyosun normalde 3 haftada öğrenemezler gibisinden fiştekliyodu belki de para veriyorum diyedir. neyse sonra adam görevi bırakıp istanbula gidince kaldı öyle neyse şimdi guitar hero da hard çalabilmek dışında pek işime yaramıyo öğrettikleri.
gene karizmatik olan enstrumanlardan biri davulun kardeşi bas gitar. ama ben sevmem pek.
bence kontrbas çok daha iyi. ama doğru yazılışı kontrabasmış neyse klasik olan bas işte. barmakla çalınınca hele daha da iyi bence. eski vidyolarda filan görünce izlerim hep caz alemlerinde filan. davulun da basın da caz olanı daha çok hoşuma gidiyo abanmadan daha sakin ama eğlenceli böyle üflemelilerle filan çok güzel oluyo ya la. belki de caza meyilim vardır ama giremedik o işlere trip hop şarkılarındaki samplelardan ne kaldıysa işte o var.
yiğit de söylemiş ben de rastladım eskiden çok ilgi alaka oluyo da şimdi bayadır müzik dinlemiyorum ben. dinlesem de trip hop dinliyorum. o da trip hop diye değil. geçen wax tailor geldi ya o hesap. her şeyi tek bi şarkıda oluyo. hem rep olayı, hem bas-drum, hem disc jokeylik, hem caz, hem kesme biçme sample filmlerden filan üstelik daha böyle loop mevzusu olduğundan kafa yormuyo ama tekno-trens işi gibi de düz gelmiyo (sevene lafım yok ben anlamıyorum) daha eğlenceli yani.
mevzu dolambaçlı oldu işte bu alet heybetli böyle ben enstruman çalıyorum diyosun sesi de en kalınından dımdımm kafası iyi. az çok bildiğim bi adam var charles mingus diye onu seviyorum biraz. ortamı da güzel. amerikaya gitsem new orleansa yerleşmek isterdim herhalde. keşke acemiliğim oraya çıksa. ama new yorka gezi için giderdim diğer türlü repçi zencilere güvenemiyorum aga ceaaz diyenler daha insancıl.

fotoğraf

Benim de böyle sade ama cool kaliteli bir fotoğrafım olsun istiyorum. abidik gubidik resimlerim var ya of.

ortalama hayat

orta direk olayına değinmiştik daha önce ama bu daha farklı bir olay. bi insanın hayatında ne olur mesela yani aşk, iş, aile, sağlık, sosyal yaşam falan. herşeyim ortalama nerdeyse ya da birinde birazcık daha iyiyse birinde birazcık daha kötü. iyi bi işim var lakin maaşım şuanlık çok değil, 3 senelik bir ilişkim var ama sorunlarımız var. arkadaş ortamım biraz daha iyi ama ailem öyle değil falan. böyle herşey ortalama yahu ne bileyim. çok iyi olsa herşey nasıl olurdu acaba dye düşünmüyor değilim. düşünsene süper herşey böyle saçma olurdu heralde biraz ama ne bileyim yeaaaa.

Side



bu da kurgulanmış hali :






 tamam çok trajik bir olay ama adamın kelini kesmesi gerçekten çok acayip birşey. hele içeri girer girmez herifin boğazını kesmesi. bu bıçaklama olayları böyle oluyor demek ki. ilk izlediğimde kanım donmuştu ama nerden baksan 20 defa izledim ve aşırı çok güldüğüm için kendimi kötü hissediyorum. allah kimseye göstermesin ya.

Sertab Erener Sevdam Ağlıyor

  


evet demode, evet popüler değil, yetmez ama evet öhm ama en iyi sabah 6'da bu gidiyor beee