Sosyalist ilerlemenin motorunun ÖZELEŞTİRİ olduğu yolundaki o eski Stalinist şiar


-sp olarak bu ara kendimizi sorguluyoruz. dertliyiz, sıkıntılıyız, çeşitli konularda yardıma ihtiyacımız var. geçen yiğit kerem filan buluştuk dün de özgürle filan konuştuk mevzular hep aynı eksende dönüyor. biz baya büyümüşüz harbiden. kaç sene oldu lan neler yaşadık neler. ama bu ara kendimizi sorgulama şeysine girmişiz herhalde. kimse napıcağını tam olarak bilmiyo. hayata adapte olma konusunda başarısız olmuşuz kabul etmek lazım. uzun sohbetlerden aklımda kalan bir iki cümle var mesela özetliyo harbiden:

mezar turizm: "biz o insanlara gülerken meğer onlar hayatını kuruyomuş ufaktan"
yiit: "benim hayatımda bambaşka sorunlarım var abi"
snow: "müzik yapacaksan bu işe gerçekten kendini adaman gerekiyor"
acme: "... amk ya"

-yani atıyorum kerem yıllardır müzikle ilgili birşeyler yapar özgür filan da öyle ama nedense abuk subuk insanlar bişeyler yapmışken bu adamlar oldukları yerde sayıyo genelde. kendini bi halt zannetme değil bu cidden kendimizi sorguluyoruz lan öyleyse normal olan bu demekki filan dedik herhalde. ama keremin dediği gibi biz baya kapalı bi sosyal yapı içindeyiz. fırsatları umursamamışız. yaptığı işi ciddiye alamayanlardanım ben mesela. benim yazı yazma yeteneğim var diye düşünmedim hiç. yani arada oluyo ama ben inanamıyom harbiden. mesela tek inandığım şey lisede 95 aldım kompozisyondan. o hoca kimseye iyi not vermezdi ben almıştım mesela o dur yani. ama bir yola giremiyorum mesela. herhangi bir yayın işinde olsam nolur demiyorum. çnükü hakkaten kızıyorum bu memlekette cidden abuk subuk insanlar yazarlık yapıyo. geçen birini gördüm 87 BİN takipçisi olan bi şayir. kendine de şayir diyo. şiyir yazarmış. ulan o benim şeyimdi lan diye ufaktan bi sinirlendim ama yazdıklarına baktım 2 kitabı var adamın. iyi dedim bi bakim hiç görmemiştim daha evvel sonra okudum biraz evlerden ırak yani çok ucuz şeyler lan bunlar. popülizmden bahsetmiyorum. popülizmi ben seviyorum. sevmesem de anlıyorum yani mesele o değil. ortada bi hakikat var yani bu benim beğenilerime göre değil gerçeğin dilinden konuşarak söylüyorum resmen bok gibi. bu adama hangi yayıncı el vermiş nasıl güvenmiş aklım almıyo.

-ayrıca yiğit para kazanmak için 0 faizli destek kredisi çekip 10 kişi birlikte mandıra işine girmemizi önerdi. ben seviyorum bu şeyleri. ben tarım konusunda düşünmüştüm mesela. organik tarım bugün hakkaten iyi bi pazar. ama mandıra fikri de güzel. tartıştık baya. hatta biz alırız inekler ölür üzerinden muhabbet açıldı. mesela girmişiz bu işe ve daha ödemeler başlamadan sabaha karşı telefon çalıyo. "abi inekler öldü" diyo çalışanımız. "nası öldü oğlum?" "ne biliyim abi yediği bir şey dokundu herhalde." diye yanıt veriyo. gözümün önüne mandıranın kapısını açınca yerden yatan ineklerimizin görüntüsü geldi. bi kaç tanesi kalmış böyle can çekişiyo onlar da. yani risk, iş hayatının en vazgeçilmez olayıdır.

-sonra her zamanki (evet her zamanki) pideciye gittik. 2 pide söyledik keremle. sonra ben tuvalete gittim kereminki gelmiş benimki yok. adama sordum siparişi not alan çocuk yanlış yazmış. hemen hazırlıyoruz abi dedi ama tepki vericek havamda değildim. ben eskiden bulaşık bi insandım lisede filan. ama şimdi hiç öyle değilim. gerçi sabırlıymışım ben öyle diyen de var. ama en son askerde kavga ettim mesela. artık kimseyle tartışmak istemiyorum. cidden elimden kaza çıkacakmış gibi geliyo. öfke patlaması filan gibi değil. ben sakin bir insanım ama cidden kendimi kontrol etmekten bıktım. şuursuz bi adam oldum iyice ben. neyse işte sonra geldi pideler mideler kitaplardan filan muhabbet ederken arkadan murat menteş geçmiş. kerem söyledi. o ara dışarda otursaydık atlardım hemen gel abi çay içek bizim bazı sorunlarımız var diye. sonra bir zamanların en hit parçası olan ilvanlım şarkısını söyledik.

-arkadaşlarımı seviyom yazısı değil de bana benzeyen (benzerlikten kastım aynılık değil) insanların sorunları genelde aynı. kendimde gördüklerimi onlarda görüyom mesela ama daha baskın olarak mesela. kerem mesela içimdeki acı gerçekleri yüzüme söyleyen umut verici olan sesin sahibi. yiğit, tembelliği bırakıp çalışkanlığa geçmeye çalışmamı hatırlatıyo. özgür, her şeye rağmen insanları rahatsız eden o içimdeki umarsız rahatlığı temsil ediyomuş gibi. yani o kendi kendime düşündüğüm, hissettiğim şeyler canlanmış karşımda konuşuyo gibi geliyo. hayatımın en boktan dönemindeymişim gibi geliyo.

-aypoddan şeyi dinliyom mfö-psikopat. şarkıdaki kemanlı bölüm için dinliyom sırf. arabam olsa son ses gezerim. aslında son ses gezmem tam o kısma gelince son ses yaparım. neyse bi de kim bu gözlerindeki yabancı dönemlerimi özlüyom.

(http://www.youtube.com/watch?v=p0MoDyUzXXY)

nası rahattı o ara kafam. aynı böyleydim elim cebimde yurtta boş boş geziyodum gülüyodum dad dad dararirarira riiiirariram diye mırıldanıyodum. cidden çok özlüyom lan.

-şu işleri yoluna koysak ne güzel olucak. kerem askere gitsin gelsin, yiğit 18 milyar maaş alsın, özgür repe geri dönsün.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder