Yayla zamanı geldi

Karadeniz damarım tutuyo havalar açtı. yaylaya çıkasım var. dün de sultanahmette kemençe duyduk güzel olduk. kentsoylu muhabbeti sıkıyo o zaman beni atalarıma dönesim geliyii. Çepniyiz lan biz türkmen yani. hani tarih derslerinde anlatılan eski türkler, atlı ve yarı-göçebe kavim olandan. aynen ondan. babamın kuşağına kadar sürmüş bişey. merak edip araştırmıştım bu göçme olayını. kısaca tarihsel şeyimiz şöyle bişey:

eskiden at üstünde zivziv gezen tipler değilmişiz. yani ilkel toplayıcılar gibi. bizim kültürümüz de göçebe ama göçtüğü yerler sabitmiş ya da belirliymiş diyelim. yazın yaylaya, kışın obaya dönerlermiş. hayvanlar filan var tabi. yoğurt da yapmışız. bi onu yapmışız zaten. sonradan ajjlık, aşiret kavgaları, kıtlık, çiniydi moğuluydu bize yüklenmeler olmuş sonra gelmişiz buralara işte. fatih sultan mehmed han da akkoyunluların üstüne yürürken vazgeçip bi yayla havası alayım biye yukarı dönmüş trabzonu fethetmiş. hatta oraya giderken orduyu bizim memlekette bi dinlendirmiş. hayatında o kadar insanı bi de üstelik devlet-i alinin ordusu geliyo bi de koskoca padişah gelmiş bi gidip görelim derken "orduya gitmek" şeysinden bizim memleket olmuş derler. yani aslında benim diyim çünkü önceki familya trabzonu ruslar işgal edince kaçıp orduya yerleşenler oluşturuyo. neyse efendim sonra biz fazla göçüyoruz diye bi de türkleşsin diye iskan ettirmişler ama bizimkiler anarşik olduğundan yerleşik hayata pek alışamıyolar netekim babannemin hikayeleri aklıma geldi bi de yayla canik lafları.. hey gidi çok değil 30-40 sene evveline kadar hala yazın yaylaya, sonra kışın aşağı obaya iniyolarmış hem de yürüyerek ya da atla. hayvanlarını götürüyolarmış, yolda türküler oluyo mesela yol havaları deniyo, ya da sevdaluk ediyolarmış filan. keşke hep öyle olsaydık diye düşünmüyorum çünkü modern hayatın cilvelerine alışmışız artık öyle dersem çok romantik oluyo sevmiyorum tabi olsaydı ama ben bu hayatın bilgisine ermeden olsaydı. o yüzden böyle kültürlere romantik ya da oryantalist dedikleri kafayla yaklaşanları sevmiyorum. bugün kentsoylu gençlerimiz yapıyo "ben istanbulluyum ama balkan göçmeniyiz aslında o yüzden kanım çekiyo herhalde balkan müziklerine dayanamıyorum abi yaağ"

yapmayın işte atanıza dedenize saygısızlık kaldıki bugün o durumda yaşayabilsen 5 dk sonra ağlarsın ha sen yapmıyosun aynı şeyi de demeyin ben de onu anlatmak istiyorum bu kültürün son şeysine yetiştim yani ara-dönem olduğumdan kapitalizme karşı olmak için bi nedenim var.
bi de o gözle bakmıyorum yani ağaç görmek, temiz hava almak için parka gidiyo mesela istanbullular. ... çok komik işte bu ehzhahe. ya da bi karadenizli kültürünü övünce faşşo oluyo gelmeseydiniz o zaman deniyo. geçen ilber hoca bi yerde konuktu müze gezme olayında anketler vardır ya istanbulun yüzden yetmişi gezmez hatta istanbulu sevmedikleri anlaşılmış dedi adam. o da "e napsın insanlar giresundan, ordudan, sinoptan buralara geliyo. imkan yok anca şehrin izbe yerlerinde bi evde bütün aile doluşuyo. geldiği yerde her şey çok iyi ama geçinmek için iş yapacak bi yer yok buraya da zorla gelince bu şartları da görünce sevmiyolar burayı" gibisinden anlattı. yani gelme de sen fındığa 2 lira verirsen sokarım öyle sanayi devrimine napsın millet.
öyle işte anarşi taksi dırayvır değil, geçen bi yerde gördüm beğendim, biz etnik köklerimiz bakımından düşünürsek devletçi olmamız çok saçma ulan iskan edilene kadar neler çekmiş ottoman. niye bu kadar düşkünsünüz deniyo e düz mantık: çünkü her şey çok güzel orda. rumlarla, ermenilerle bi de ruslarla olan kapışmalardan da öyle bi politik kültür doğmuş sonra gel istanbulda debelen. e bu sebepten de milliyetçilik var. okulda bile hemşericilik hakim
karadenizliler derneği gibi oluyoruz genelde. neyse daha fazla sosyolojik analiz yapmak istemiyorum. velhasıl yaylaya çıkacakken istanbulda açtık gözü:


http://fizy.com/s/1ah7u8#s/1aj5aj

beste: fuat saka
güfte: nihat genç

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder