Klonlama demişken


fransız bi adamın -şimdi adını uuttum- gapitalizmin bugün bilinen en büyük 4 çıkmazından (küresel çevre felaketleri malum küresel ısıma vs, entelektüel tereddüt bunun en güzel örneği "entel dantel işler yeaa" deme muhabbeti yani bu tür şeyler artık rağbet görmüyo bu da kültürel tehdit olarak algılanıyo, sosyal adaletsizliğin çok büyük boyutlara ulaşması sonucu oluşan varoşlar bu sebepten de bi içerisi ve dışarısı algısı oluşuyo, insanlığın genetik mirasının kontrolsüz ve etik dışı teknolocik gelişmelerle tehdit altında olması misal çin de bu konuda çalışan yasadışı bi sürü laboratuvar varımış bi de abdli rael diye bi tarikat vardı uzaylılara tapan klon çocuk ürettik demişlerdi 2005te.)
işte bu sonucusu baya zor bi mesele. insanlar küçüldü, güçsüzleşti diyolar, eski yatırları gösterip bak eskide 2 buçuk metreymiş insanlar diyo büyüklerimiz, hatta gdolu gıdalar muhabbeti filan var.
bi de gen haritası olayı var. çok iyi hatırlıyorum ortaokulda çok sevdiğim bi fen hocamız vardı ona sormuştum bana 5 vermişti ehzhehze sene 2000 ilk defa o zaman olmuştu. hangi hastalığa meyilimiz ar görücez fila dediler bugünler de herkes anahtarlık gibi çıkarıp belinde taşıycak gen haritasını diyolar ama multimilyonerler yapıyo tabi bize kadar çok var daha.
ama klonlama olayı inanç açısıdan da sorgulanıyo vatikan ve bizim ulemalar filan onaylamıyo. genelde bu tür şeyler sonradan kabul edilir ama bu seferki hakkaten büyük bi soru işareti. zaten bu sebepten sistemi zorlayan bi hadise deniyo.

fakat bu klonlama işinin en örtük sebebi sonsuza dek yaşama olayı. bilinç hala insanoğlu için muamma önce tek merkezde demişlerdi sonradan tıpkı piksel mantığıyla çalıştığı görülmüş. mesela market tabelaları olur ya yazılar akar. ama aslında akmaz sadece sıradaki led ya da piksel işte ne boksa o yanar. ama bize akıyo gibi gelir. dünyayı böyle algıladığımızı söylüyolar aşağı yukarı hareket ediyomuş bi de ama onu tam anlamadım anlarsam söylerim, merdiven şeysi gibi bişey.
neyse konuyu dağıtmayalım, sonsuza kadar yaşama hadisesi vampir gibi yaşamak değil elbet. (... ya aslında bu olay var bi de dimi. ölümsüz olmak deyince hep hayalet gibi olmayı düşünüyoruz kurşun geçirmemek hemen iyileşmek filan. ama aslında kafasını kesersen, bacağını sökülünce ölebilmek gibi düşünmüyoruz. yani içten ya da dıştan bi etki olmadığı sürece sürekli yenilenebilen beden fikri olması lazım. kalbine çakınca kazığı ölceksi yani. ama bu kafası yeniden çıkıcak anlamına gelmemeli bence)
işte bu sonsuza dek varolma şeysi gılgamış gibi iksirle değil de buna benzer bi fikirle yani klonlama ve bilinç aktarımıyla yapılmak isteniyomuş. yani harddiski söküyolar sonra yeni kasa adem 2.0 oluyosun. ruhun, bilicin, anıların herşeyin aktarılıyo. süper lan. hayata baştan başlıyosun. bi mallık yapıp kendini öldürmezsen tabi. inanç açısında da garip olur. hangi hayatımız nedeniyle sorgulanıcaz? "yok yeaa yapamazlar o kadar" diyenlere çok uzağa gitmeden ilkçağ tarihi okumaya davet ediyorum.
ama burda bi olay daha var klonunun ruhu olmayacak mı sorusu yüzünden önemli. bi benliği olmayacak mı? kıçındaki donuna kadar fabrikasyon olan biz bu soruyu sormıycaz muhtemelen. kapitalist mantık devreye girince işler karışıyo. bu da zaten o yüzden çıkmazlardan birisi olarak görülüyo.
sera domatesi gibi insan yetiştirirsen ruhu filan olmaz. hatta ona insan gözüyle bakmazsan bu sadece ufak bi ayrıntı olur. bi de işin ucunda sonsuz yaşam var kim takar lan klonu ehzhahe
"abi orjinali burda sen yükle yaa" mı diycez acaba. "klon musun la" gibi espiriler mi olucak.
yapay zekadan çok bundan korkun. bütün hepsi düşünülünce klonlanma ya da klonlamama işinde büyük bi paradoks var:

doğal insanla onun klonu arasında hiçbi fark yoksa -ki yoktur- neden organ ihtiyacı için klonlamayı geliştirmek yerine doğal yollardan elde edilmiş insan çiftliği kurmuyoruz?

2 yorum:

  1. Çekik gözlü herşeyi kurcalayan nüfus patlaması yaşayan şu resimdeki abilerden birde isviçreli bilim adamlarından korkacaksın.. Gelgelelim bunlar içi boş haberler.. Ahh dolly ah..

    Bkz: insanı klonlayıp adını havva koymak

    YanıtlaSil
  2. sayın beyaz büyü içi boş derken? takvimin haftasonu ekinden yazmadım bunları. bunlar güncel haberler de değil 2003te filan açıkladılar çinliler o tarikat mevzusu 2005te.
    kaldıki haber de değil, başta da söylediğim gibi küresel kapitalizmin çıkmazları olarak tartışılan mevzular.
    gerçi bizim memlekete bu mevzuların gelmesi 10 yılı bulur. yani 3 günde içi hormonla doldurulan 5 bacaklı tavuklardan bahsetmiyorum.
    yoksa banane lan doliden

    ona da bakmayalım bknz mizahından tiksiniyorum ziiira

    YanıtlaSil