Abdülcanbaz


4-5 yaşlarındaydım, babam her akşam eve gelirken elindeki poşette gofret ve milliyet olurdu. ben de iyice it olmuştum. arabamızın sesini tanıyodum hemen yola koşardım. babam ağır ağır gelip "naber lan?" derdi. ben hemen poşete sarılırdım eve girene kadar kendi gofretimi yerdim. sonra eve girince ablamınkilere salça olurdum, evin ruh dengesine göre değişirdi çok ağlarsam hepsini bana verirlerdi ben de yerdim. 5 yaşına kadar ayı gibiydim dostlarım. yürüteç dedikleri şeye çok kez sıkışmışlığım vardır. neyse sonra gasteyi açıp değişik sayfalı kısmına bakardım. şekiller, sayılar filan çok hoşuma giderdi. sonradan öğrendim ki ekonomi sayfasıymış orası. sonra hemen diğer sayfayı açar sol üst köşedeki yatay banttaki adamlara bakardım fesli, mesli adamlar. bi de biraz çıplak gibi kadınlar olurdu. utanırdım ama bakardım dikkatli dikkatli. az çok okumayazma biliyodum okuyodum biraz ama olaylar garip olduğundan anlayamıyorum. nerden bileyim lan ben güncel mizah kahramanı olduğunu. ama "geçmiş ne acayipmiş lan osmanlı filan dedikleri bu muymuş" diyodum. büyükbabam tek tek padişahları anlatırdı en çok da baltacı mehmet paşadan bahsediyodu.. rus kraliçesi katarinadan, çadırdan filan bahsediyodu.. anlamıyodum ama geçmiş hoşuma gidiyodu. bi de yavuz sultan selimi çok anlatırdı. dedem de salih memecanın kardeşinin arkadaşıydı küçükken onu da severdim ama sırf renkli diye. karaoğlandan sonra üçüncüydü salih memecan. karaoğlanda da sıkılıyodum gerçi. memesi az gözüken kadınlar yoksa hele de savaşmıyosa çok sıkıcı oluyodu. ama abdülü hepsinden severdim. pisikletini de severdim. nası düşmüyo bu diye düşünüyodum. bi de en çok mesaimi "filosepet ne demek yaa ???" diye harcadım çocukken. kimse bilmiyodu canım sıkılıyodu acayip merak ediyodum.



Turhan selçuk ölmüş bugün. kendisini, ideolojik kıtlığı üzünden hiç sevmedim. bu da onu anma yazısı değildir. allah rahmet eyler umarım. belki. ne biliyim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder