Gündüz açar mısın abi?
Taksi driver ve türevlerinde anlatılan anlık şiddet patlamaları (passage a lacte) bize nasıl hissetirir? izlerken süper hisler verir ama en nihayetinde ortalığın damına koyup sonra günlük hayatımıza devam etmemizi, bi şekilde rutin hayatı delip biraz rahatlamaktan bahseder herhalde. yani ya öyle takılıp yaşamaya devam edersin ya da eline bi 45lik alıp bam!! bam!! bam!!! olduğuna dair şahsi şiddet şovlardan mı ibarettir? olabilir tabi sonuçta şahane bişey. ama öncesi ya da devamını merak ediyoruz ama film olduğundan göstermiyolar herhalde. karizması kaçar. yani ya kafasına sıkıp kendini de iptal eder, ya da mapusta bin yıl yatar ya da işte sorunlu bi kahraman olur şiddettin tarihçesindeki gibi filan. ama sonra fırından ekmek almaya devam ederiz. bi kısa winstın versene abi deriz ya da kefenimi kurtlar deler toprak olurum ya da mapusta inci dizerim.
taksi şoföründe (dırayvır daha mı iyi duruyo?) mevzu vietnam değil mi? yani -muhtemelen- vietnam sendromlu mal bi herifin masum bi kızı pezevenklerin elinden kurtarma hikayesi. amerikanın vietnam kaderi de aynı şey değil mi. onlar da tam beceremedi o işi ama niyeyse full metal jacketı ho-şi-min den daha çok seviyorum.
neyse ne biliyim ben.
ben en çok travisin ilk bağyanlı buluşmasını seviyorum.
mal mal gülüyo ya hani o.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder