İstanbul maceraları vol.1


kahramanlarımızı tanıtalım önce. biri ferhat. blogu takip edenler daha önce duymuştur ilerde de duyacaktır ismini. diğeri emrah, yakında bulgaristana okumaya gidecek olan arkadaşımız. biri ben. ek karakterlerimiz de gaziantepli tatlıcı ve kahveci yaşar abi.
karnımız acıkır nohut-pilavcı etraftamı diye kahveden çıkılır bulamayınca mercan kokoreçten bir şeyler alınır. parasını tabi ki ferhat öder. daha sonra kahveye dönerken ferhat'ın tatlı da alalım yemeğin üstüne iyi gider önerisi ile tatlıcıya girilir.

( yazma açısından kolay olsun diye kısaltıyorum birazcık)

ferhat- abi lokma verir misin yarım kilo.
yiğit- tarçın da atar mısın ?
tatlıcı- tarçın ?
emrah- baharat abi karabiber gibi hani.
tatlıcı- ahhahaha tatlıya baharat mı konur
ferhat- tarçın abi nasıl bilmezsin sahlebin içine konulandan ?
tatlıcı- sahlep ?
ferhat- sıcak bi içecek yoğun hani kıvamı ?
tatlıcı- hahahah tarçın değildir o şanfıstığı derler ona nerelisin sen ?
ferhat- erzincanlı abi.
tatlıcı- nasıl bilmezsin şanfıstığını bilmen lazım erzincanlısın.
yiğit- abi tarçın yok mu şimdi bodrumda sahilde, taksimde, heryerde küçüklüğümden beri tarçınla yerim ben lokmayı
tatlıcı- bi daha tatlıcıya tarçın falan demeyin gülerler ahahaha. durun size bi güzellik yapayım.
( lokma alınır içine şanfıstığı katmaya başlar.)
yiğit- abi koyma....... koyma abi...... abi koyma..... koyma.....
ferhat- abi bezelye koydun içine.
tatlıcı- ne bezelyesi ?
ferhat- şanfıstığı değil ki o bezelye.

kahvede yemekler yenir. tatlı kısmına geçilir. kontrol amacı ile şanfıstığının tadına bakılır. bildiğin bezelye tadı gelir. meğer ferhat haklıymış. şanfıstığı pahalı olduğu için bezelye rendelerek konuşuyormuş yeşil yeşil. o esnada yaşar abi gelir.

ferhat- yaşar abi şunun tadına bakar mısın bi şanfıstığı mı bu ?
yaşar abi- yok be abi hindistan cevizi bu.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder