åååååå


isveçlilerin alternatif grupları var. bunlar genel isveç insanı gibi nazik, sevimli, iyi huylu müzik yapıyorlar. anlamadığım konu ülkemizdeki en götü kalkık, denyo ve kendini üst düzey kültürlü gören kesim neden bu müziklere tapıyor ?

gece hayatı çok fırtınalı



Sigaramdan bir fırt çektim ve suratımı ekşiterek cool olmaya çalışıyordum ki duman içimde kaldı ve bir anda öksürük krizine girdim. 12 liraya aldığım biradan içerek boğazımı biraz yumuşatsam da biranın azalmasıyla zaman/miktar olarak oranladığım birim düştüğü için ilerleyen dakikalarda birasız geçireceğim dakikalar çoğalmıştı. bir şeylerin ters gideceğini anlamıştım ama önümden geçen bir çift meme kafamdaki bütün soru işaretlerini kaldırdı. arkadaşlarım ismet ve samet'ten uzak durmaya çalışıyordum. çünkü benim beyaz gömleğim ışıkta mor gibi oluyor ve beni onlardan ayırıyordu ayrıca samet'in üzerindeki mor beyaz çizgili tişörte rağmen sikine dikkat çekerek kızlara göz kırpması, ismet'inde 15 senedir dans ediyorum özgüveniyle ara ara pistin ortasında biçimsiz haraketler yaptıktan sonra yanıma gelip OOLLUMMM ORTAM ÇOK İYİ BU GECE KESİN MALA VURURUZ diyerek bağırması, beni çocukluk arkadaşlarımdan biraz uzak tutmaya itiyordu. köşede müziğin ritmine uyarak, kafa sallayarak etraftaki kızları kesmek tam da bana yakışıyordu. saatlerin geçmesiyle ortam baya ısınmıştı. iki tane dudaktan dudağa öpüşen kız gördüğüme dair size yemin edebilirim. yanıma yılan gibi dans ede ede bir kız yaklaştı ve sigaran var mı bebeğim dedi ben de hemen bir dal lark uzattım ve sigarasını yaktım. gülümsedi ve yerler seni bu gece benden söylemesi hahahaha diyerek yanımdan uzaklaştı. kıza gülümsemekten başka bir şey yapamamıştım fakat söylediği şeyler aklımı başından almıştı. kız resmen bu gece seks yaparsın demeye getirdi ya. bu güvenle biraz dans ederek kızlara yanaşayım dedim. 4 kızlı bir grubu gözüme kestirdim. çılgınca dans ediyorlardı aralarına daldım fakat ben yokmuşum gibi devam ettiler. başka 3lü bir grup buldum göz teması kurmaya kaltım, gülüşmeler oldu falan hemen uzaklaştım. tek kız buldum yanına gittim soğuk cevaplar vererek yanından uzaklaştırdı. nerden baksan mekandaki 50 kadının hepsine bir şekilde yanaştım ama hiç birinden bir şey çıkmadı. üstüste bu kadar travma fazla gelmişti. bara yanaştım kağıt 10 tl ve bozuk 2 tl'yi uzatıp bir bira daha alıyordum ki güvenlik görevlilerinin sameti dövdüğünü farkettim. koşa koşa çocukların yanına gittim. gitmemle onlarla beraber beni dışarı atmaları bir oldu. samete ne olduğunu sordum, baya bir hırpalanmış cevap vermedi sadece homurdanmalı küfürler çıkıyordu ağzından. ismetse samet'e baya bir kızmış, isyanlardaydı 'etraf karı karı kaynıyor senin yaptığın harakete bak ne diye açıyosun sikini barın ortasında tamam kadın dayamış sana da niye çıkartıyosun lan niyeeee amına kodumun salağaaaa' diye bağırıyordu. bense 50 kız, 3 erkeğin olduğu bir ortamda bile kız düşüremediğimize üzülmekten çok parasını verip içemediğim bira yüzünden yanan 12 liraya üzülüyordum.

Ben kim miyim ? ne farkeder ki ali, yücel ya da uğur. türkiyedeki genç erkek nüfusun %80'i benim.

saksı değiliz biz !

oğlum neden bizi küçük görüyorsunuz lan ? yaptığımız ve azıcık eğlenceli güzel olan her işe neden "biz de yapalım mı lan. bende olayım mı lan" diyosunuz. biliyoruz dışardan çok basit gibi geliyor ama bunların hepsi bir birikimin sonucu gerçekten. hani sizde komiksiniz, eğlencelisiniz ama bu blogdaki komiklik falan daha değişik sanırım. tam komikte denemez. ne biliyim öyle işte. aslında bu bizim halkımızda olan bişey sanırım "yakın arkadaşının yaptığı her işi bende yapabilirim düşüncesi" mi diyelim buna ne diyelim bilemedim. öyle işte.

metroda aşık olduğum 365. kız

yine kalktım, yine yemek yedim, yine duş aldım, yine işe gidiyordum, sıradan bir gündü yani. metroya bindim taksime gelmek üzere. iş çıkışı yoğunluğu her zaman olurdu fakat bugün bambaşka bir kalabalık vardı. en uca gittim bir metro müdavimi olarak biliyordum ki en ön her zaman en boş olan vagondur. etraf güzel bayan kaynıyordu ama pek siklemiyordum zaten kalabalık bide kız mı kesicem mantığıyla kendimce müziğimi dinliyor efendi efendi bekliyordum. yanıma bi tane kız ilişti belli ki o da çakal en uca üşenmeden gelmiş benim için gelecek hani yok ya! neyse metro geldi sıkış tıkış ağzına kadar dolduğu için o çileyi çekmemeye karar vererek bir dahaki metroyu binmeye karar verdim ki bir baktım kız da binmemiş, baya iki sevgili gibi yanyana bekliyoruz metroyu. kızı incelemeye başladım. aynı bana benziyordu kız. tamam hemen hayalinizde benim kız halimi canlandırmayın ama işte nasıl desem. güzel bi kız ama off kıza bak çok güzel diyemeyeceğiniz, tatlı desen tam tatlı değil kendine has bi tarzı var suratının ama hiç bir şekilde rahatsız edici göze batan bir tarafı yok. üstünde sırt dekolteli salaş bi beyaz tişört altında dar bir mavi kot. ama ayakkabıyı tam seçememiş mesela aynı benim gibi. uyduramamış o kıyafete ayakkabıyı bende giyinirken hep eksik bişi olur mesela hiç tam olmaz. elinde blackberry vardı azcık kestim şimdi ismini hatırlayamadığım bi filmin soundtrack'inden daft punk'a geçti. baya baya hoşlandım kızdan yani hani o avcı mode on yani. bu esnada metro geldi tabi yine sıkış tıkış mecbur bindik ikimizde o direklerden birinden tuttu bende tam yanındayım ama baya kalabalıktı istemeden yapıştık birbirmize. gülümsedik birbirmize bakarak ve o gülümseme bizi utandırdı kafalarımızı eğdik ^^ mecidiyeköy durağında indi. indikten sonra onu izliyordum kapı kapandıktan sonra baktı onu izlediğimi görünce kafasını başka yöne değiştirdi ve yoluna gitti. resmen aşık olmuştum kıza. bence gayet sağlıklı bir çift olabilirdik ya. ama çok kalabalıktı be herkesin ortasında ne diyebilirdim ki kıza :( keşke bu yazıyı okusa da bulsa beni.

bu hikaye de mutlu sonla bitmeyecek tabi ki kızı bir daha görmeyecem yarın başka bi kıza aşık olucam ne güzel kızdı diye hayıflanıcam gelip bloga yazıcam falan farkındayım herşeyin ama bu kız beni bulsa ne olurdu onu yazayım size.

''
Merhaba Yiğit,
Ben Selin, hani bugün metroda aşık olduğun 365. ci kız. Duydum ki benim hakkımda atıp tutuyormuşsun. tam güzel değilmişte tam bişimişte te be yarrağım facebookta 266 tane bekleyen arkadaşlık isteğim var sana mı kaldım? Bi kere tipim değilsin bi kendine bak bi bana. ayakkabıma laf etmişsin ama moda tasarımcılığı okuduğumu bilmiyorsun tabi ki cahil cühela konuşuyorsun. hem sen kendine bak gri beyaz tonların altına alakasız bi şekilde mavi ayakkabı giymişsin mal. evet en uca kadar geldim çünkü metronun en ucu her zaman daha boş olur, yanına geldim diye hemen aşık ol amk. sonra bütün erkeklerden niye uzak duruyorsunuz diye hayıflanın bize. alt tarafı metro bekliyordum yani senlik bi durum yoktu. ayrıca öyle bir abartmışsın ki sanki sen binmedim diye binmedim metroya! metroda binecek yer mı vardı lan ? abartmayı çok seviyorsun belli ki boşa ismin dolap değil. ayrıca elimdeki telefona bakmanda hiç hoş değildi bi sen mi dinliyorsun sanıyorsun sevdiğin müzikleri ? gülümsedi demişsin ama ayağıma basmıştın kaldır dercesine gülümsedim hemen vurmuşsun romantizme olayı. haha vallahi yalanın bu kadarı yaa. he bu arada osmanbeyde inecektim aslında ama sen beni bakışlarınla rahatsız ettiğin için bir durak önceden indim. indikten sonra baktım hala bakıyorsun öküz gibi. en mantıklı kararın benle konuşmaman olmuş, herkesin ortasında öyle bir rezil ederdim ki seni. tam bir salaksın biliyorsun di mi ? Umarım bir daha karşılaşmayız. ''

konuk yazarımız : Stefan Persson

Selam beyler öncelikle çok severek takip ettiğim bu blog da yazmam için bana izin veren yazar arkadaşlarıma teşekkürlerimi sunarım. Ama buraya yazacağım yazı ne yazık ki iyi haberler hakkında değildir. Çünkü Türkiye'deki mağazalarımızı kapama kararı aldım.. Neden mi ?

Bu görseli kullanıcı arkadaşın ismini gizleyerek koyuyorum. Rencide olmasın.. Çünkü birazdan tavrımı biraz sertleştireceğim. Hatta ne birazı amına korum lan. 1947'den beri götümüz çatladı şu piyasada bi yer edinelim diye anasını sattımının kıçı kırık twittercısının yazdığına bak. "hayalkırıklığı".. sik kırığı ya ne hayal kırıklığı lan ? ne oldu amk ? siktir git kolezyondan giyin tifaniden giyin o zaman. amına koyim 0 - 90 yaş arası her insanın giyeceği ürünler çıkardık. her tarz için ürünümüz mevcut. reklam gibi olmuş olmasın ama öyle. yada olsun banane amk ya . bi twitterda gezeyim dedim viktorya sikrıta bakıorum bu çıktı karşıma amk. aklım gitti lan. kapatıyorum lan mağazaları İBRETİ ALEM için kapatıyorum. bütün yatırıcımların da aklını çelicem bu ülkeden çekilsinler diye. ne biçim ne nalet nankör bir milletsiniz lan siz ? ulan siz beğenin diye 50 farklı çeşit gömlek sundum lan KİTAPSIZLAR !!! benim sayemde azcık yakışıklı, güzel tarz sahibi oldunuz lan..star wars donu getirdim lan star wars donuuuuu nerden bulcan o donu sen ben olmasam ?

dükkanın isminii de yanlış sölüyosunuz zaten amk "EYÇÇÇ EMMM" yarrağımın kafası eyç emm . ingiliz markası mı lan bu ? eyç em ne amk. anan ingiliz mi senin. kendi dilinde söyle. kendi dilinden söylemeye utanıyosan HOY EM diye oku isveçce böle okunuyor bu çünkü. EYÇ EM ne amk...

akşam akşam deli etti lan.. neyse sinirim geçti kaldırmıyorum.. ne bok yerseniz yiyin amk. bu arkadaşın adını soyadını herşeyini aldım. dünyanın herhangi bir noktasında mağazalarımızdan birinde alışveriş yaparsa ıslak sopayla dövecez onu. salıcakla kalın. sonbahar kış kuraaazzyonumuza bir göz atın. isveçliler türkleri çok seviyor. isveçte esmer az ya o yüzden hee . kızlarımız oğlanlarımız hasta sizin gibi esmerlere ( yarrağımı hasta amk)

yabancı dizilere neden sahip çıkıyoruz ki ?




bu konuda blogdaki arkadaşlarımla aynı fikirde olmaya bilirim. ben bu yabancı dizilerin türkiyeye uyarlanmasına karşı değilim. elin amerikalısı da yapıyor bunu. sıkıntı olmuyor ama biz bu olaya çok kızıyoruz internetlerden. şu üstteki foto "umutsuz ev kadınları" olayından alındı. kanal d yayınlayacakmış. ben açıkcası sevdiğim yabancı dizileri bizimkilerin de çekmesini isterim.


its always sunny in phil mesela çekilse nasıl olur çok merak ediyorum. charlie'yi kim oynar ? durul bazan olur. sweet dee demet evgar olur.. mac hmmm bulamadım ona birisini lan genç oyuncu bilmiyorum hiç türkiyeden. düşündüğüm adamların alayı yaşlandı (şoray uzun, hakan tanfer) . heh mac erdem yener olur aslında tam gider. dennis oynayacak biri yok lan. onun kadar kendini beğenmiş tribine girebilecek bir oyuncu var mı bilemiyorum. şu kavak yellerindeki sarı saçlı eleman olabilir belki . frank'i baya oynayacak adam var levent kırca olabilir ama o oynarsa kesin kendine özgü eleştirel mizahını yapar.. o yüzden ali erkazan olsun bence. dizide kimse şiveli konuşmayacak ve karakterler galatasaraylı olacak. tabi diziyi gani müjde falan yazarsa sıçarız :( bu arada dizi yapılacak kadar emin yazdım lan.

durum hikayesi

işten çıktım, kerem'in gelmesine 1 saat falan vardı. taksim meydanına çıktım önce ganyan bayinde bi yorgunluk çayı içtim. ardından metronun arkasındaki direğin dibine oturdum. gökyüzüne bakarak yaklaşık yarım saat barış mançonun sözüm meclisten dışarı şarkısını dinledim. yolda bir tane kız gördüm kızıl saçlı bandanalı süper bi tişört vardı üzerinde önümde durdu sigarasını yaktı saçlarını salınıp gitti. dikkatim bi tek o zaman dağıldı. ama o oturduğum zaman çok huzurluydum lan. rüzgarda esiyodu böyle. baya baya aylardır yaşadığım en huzurlu dakikalardı. terapi gibi. kerem gelince oturttuğum yere oturttum. kulağına verdim şarkıyı. gökyüzündeki ayı işaret ederek oraya bak dedim, bir de sigara yakıp verdim. oturdu, sigaradan bi nefes çekti, öksürmeye başladı, sanırım bendeki etkiyi yaratmadı onda, baktık olmadı kalktık burger king te kampanyalı menü yedik. bizim en şiirsel romansal hikayemiz bu kadar oluyo sanırım.

sp vs girls

sosyal platformda hedef ben miyim ?

kimin profiline girsem bu aralar "arkadaş olarak ekle" yazıyor lan. okuldan olsun, arkadaşlık ortamından olsun.. kimin tavuğuna kışt dediysek silen silene anasını satayım. siliyolar sonra yine ekliyolar kabul ediyorum ama yine de . neden beni siliyorsunuz lan ? silin yada amk. nedir yani.

adsız

selam adsız.

dün (yada bu sabah) bizden daha fazla yazı yazmışsın bloga resmen. seninle tanışmak istiyoruz. çok sevdik seni. fikirlerin güzel. umarım kızsındır. öptük.