ufacık yazı

Ben 12-14 aralık falan o aralar askere gidicem. askerde de yazarım herhalde buraya ama konu o değil zaten. galiba bir şeyler yapmayı özledim. bir sınava hazırlanmayı, devlet dairesine gitmeyi, ikametgah almayı, pazartesi sendromunu falan.. okul bittiğinden beri pek boş bir hayatım var. twit falan atıyorum habire. fenomenlere kızıyorum falan. böyle değildim lan ben twitterı açtım ilk 6 ay 100 twitim yoktu şimdi Senin Tweetlerin5.203 baksana şuna (türkçe kullanıyorum zaten).

hayal kuruyorum askerden geleyim hemen iş bulayım pazartesi sendromları yaşayayım. akşamları eve dönerken stikırlarımı yapıştırıp boş işlerime devam edeyim falan. lig tv'ye bakayım. olur umarım bunlar. askerden dönüp perişan olmak istemiyorum gerçekten. bu sefer her şey hemen olsun allahım. yardım et.

not: "askere gidiyom" diye acme'nin etiketi varmış. bende oraya yazayım. dolap yiğit askere giderken "askere gidiyorum" a yazar düzeni bozar.

altay - yok ya


ufakken dinlerken bir bok anlamıyordum ama şimdi anlıyorum seni altay abi. gülen yüzüm durmadan ağlar .. dertsiz başım karalar bağlar.

muhteşem bir bayram günü

sabah 8'de kalkıp bizim ekiple caddebostan'da toplanıp basket oynayarak başladık güne.. çok güldük eğlendik aşırı çekişmeli geçen maçı ben ve yiğitten oluşan tensai baskettoman ekibi kazandı :) hemen ardından eve dağılıp duş falan aldıktan sonra öğlen biraz çay içip laflamak, gülmek için ortaköyde buluştuk. çok kaliteli bir mizah döndü ortamda. ardından sinemaya gittik. hıncal uluç'un tavsiye ettiği justin'in filmi in time'a gittik. hoşca zaman geçirdik . ardından biraz daha turladık. yaşar abiye gittik çayımızı içtik langırtımızı oynadık evlere dağıldık.. çok verimli geçirdik günü...

LANET OLSUN Kİ BUNLARIN HİÇBİRİ OLMADI.


öğlen 4 de buluşup bir play station kafeye girip 5 kişi 3 saat 40 tane maçtan oluşan lig usulü oyun oynadık. 3 saatimizi orda öldürdükten sonra patso yedik. sonra pinpon oynadık gün bitti. üstte anlattığım şeyleri yapabiliriz ama yapmamayı tercih ediyoruz nedense ..

not : yaşar abi'nin kimlik adı ahmet imiş :(



MELÂHAT GEÇİLMEZ


1. Gazetelerde ak kara bir resmi otuz yıllık. Arkasında mülki taksimatlı bir harita.
Komiserin odasında ağırlanırmış.

2. Ve imparatoriçeliğinde bir vesikalık. Tombalacı Ceylan renkli çekmiş.
Delikleri balmumuyla örterler.

3. Gönderilen çelenklerde 'Geçilmez' yazılmıştı soyağacı. Küçük harflerle de
'fuhşun anısına'.

4. Çanakkaleli Melâhat'ın törenine polis bandosu da katılmıştır.

etkin- heves mi sandın.mp3

etkin-heves mi sandın.mp3



bu şarkı ağrılı dişleriyle ekmek ısıran zonguldak'taki işçilere gelsin. bu şarkı vardiya saatleri dışında jöleli saçlarıyla çarşıda yürüyen, kızlara bakıp yerlere tüküren uzun boylu esmer sıska gençlere gelsin. otuz yıl boyunca bıyıklarını kesmeden bilime ve gençliğe inanan lise fizik hocalarına. kitap çalan fakir, kitap çalan cimri, kitap çalan şair gençlere gelsin. ferah kafelerde sevgilisine belini ellettirmeyerek islamcılık yapan kızlara değil, üç yüz lira maaşla çalıştığı tekstil atölyesinden çıkıp bankta sevgilisiyle yiyişen çirkin işçi kızlara gelsin. bu şarkı esnaf lokantalarının bulaşıkhanesinde 12 saat bulaşık yıkayan teyzelere. omzunu öne atıp vitese yaslanarak dünyaya eğilen genç minübüs şöfürlerine gelsin ulan. ulan kirayı geciktirdikçe ev sahibiyle oturmak, çay içmek, sohbet etmek zorunda kalan öğrencilerin tedirginliğine. tarlabaşı kahvelerinde pandiklenen 13 yaşındaki çaycılara gelsin. orospulara orospulara orospulara gelsin. harem otogarında 10 liraya tenhaya çekilen orospu bile olamamış genç kızlara gelsin bu şarkı. dirseklerine inanan kavgacı mahalle çocuklarına. ayaklardan ayrılmayacakmış gibi yapışan terli pis çoraplara. sevdiği kızı tokatlayan i̇zmitli çingene tikilere gelsin. bu şarkı, gündüzleri "kılap" geceleri arabesk dinleyen, parklarda telefondan şarkı açıp milletin kafasını siken tehlikeli delikanlılara gelsin. yumrukları nasırlı laz kalfaların umut bulut'a ettiği küfürlere gelsin ulan bu şarkı. babasız bitlisli kzıların kasıklarına gelsin. gurbette samsun 216, memleket ziyaretinde uzun malboro içen işçilere. kaşlarını ala ala bitiren parlak yeşil çirkin başörtülülere çarşıda yürüyen lise mezunu kızlara gelsin bu şarkı. anasına sövdü diye, adamı koltuklarından altı kere bıçaklayan sarışın piçlere gelsin. bu şarkı lise 2'de sınıf tekrarı yapan meslek liseli kızlara. kahvelerin kara bordo kirli masa örtülerine yaslanan çürük esmer dirseklere. babasıyla kavga eden, babasıyla sinemaya hiç gitmemiş, babasını hep uzaktan seven gençlere gelsin. bu şarkı babasını koşarken görse şaşıracak olan gençlere gelsin. on iki saat çalıştığı fırından çıkıp, cami avlularında ve karısında serinlik arayan kalfalara gelsin bu şarkı. ablasını dövmüş ve dövecek olan herkese geniş geniş gelsin ulan. bu şarkı yazlığında kahvaltıdan sonra devrimden bahseden eski solculara değil, bu şarkı günübirlik gittiği plajda yüzükoyun yatıp kızlara bakan tornacı delikanlıların yanık omuzlarına gelsin. bu metni elinde tutan şiir okuruna değil, elinde (ekmek gibi mesela) sadece kolay anlaşılır ve somut olanı tutanlara gelsin.

en önde hiç yürümemişlere.

yalan atan dilencilere.

terli enselere.



murat sözer